ŞİİR KÖŞESİ

Gurbetin kahrını bilenler bilir
Hasret bir başkadır, gurbet başkadır
Irkçı Avrupaya gelenler bilir
Nefret bir başkadır, gurbet başkadır

Hasretle eş dostla vedalaşarak
Ayrılırken dostça kucaklaşarak
Sevdiği her şeyden, uzaklaşarak
Hicret bir başkadır, gurbet başkadır

Bu gurbette başka hava esiyor
Bir gelen dönmekten umut kesiyor
Bunu duyan herkes hayret ediyor
Hayret bir başkadır gurbet başkadır

Ölümle gurbetin, farkı sorulur
Gurbetçi ölmeden diri gömülür
Yaşam için gayret eder yorulur
Gayret bir başkadır, gurbet başkadır

Mikdat bu sözlerin sineyi dağlar
Gurbetçi herkesten, en iyi ağlar
Kurtulurum diye bir umut bağlar
Esaret başkadır, gurbet başkadır 

 

GURBET ŞİİRLERİ

BU GURBET VURDU BENI CAN EVIMDEN
AYIRDI BENI UGRUNA CAN ADADIGIM SEVGILIMDEN
YARIMDEN UZAK ARAMIZDA DAGLAR DA OLSA YOLLARDA OLSA
ASLA SEVGISI EKSILMEZ YUREGIMDEN

HAYALI BI TURLU GITMIYOR GOZUMDEN
GOZUMU KAPATIP SANA DOGRU GELSEM BU GURBET ELDEN
AH BIR GELSEM DE SARSAM INCE BELINDEN TUTSAM ELINDEN
TAC YAPAYIM SANA BAHCELERDEN
CALDIGIM CICIKLERDEN

AH SU GURBET ZALIM GURBET
UZAK DUSURDU BIZI BIR BIRIMIZDEN
ESIR ALMIS BENI AYRILMIYOR PESIMDEN
SENI HEP SEVDIM HEPTE SEVECEGIM
ASLA SILMEYECEM SENI BU YUREGIMDEN
KOPARIP ATAMAM SENI KALBIMDEN
SEN UZAK OLSAN DA BENDEN
Beni saldın ezelden sen gurbete
Gönlüm doydu bunca zaman hasrete,
Birlikte biz veda edip zulmete
Peşimsıra benimle gez diye geldim.

Ezilmiş âşıkın âhı var bende
Sendin,o aşk ilahı,şu gönlümde,
Aşıkım,yalnızım bugün de dün de
Bir daha kalbimi ez diye geldim.

Seni çok istettim ana-babandan
Ayrlık acını çektim bir yandan,
Öyle bağlandım ki ben sana candan
Sen benim olasın tez diye geldim.

Kışın bile burcu burcu gülümsün
Hem hayatsın bana hem de ölümsün,
O gül benzin her mevsimde görünsün
Kış olmuş mevsimin,yaz diye geldim.

Düğün dernek edip baş-göz olmuşsun
Sevgi değil,sade koca bulmuşsun,
Dul adınla tekrar eve dönmüşsün
Bana kız dediler,kız diye geldim...

Duvarda bir resim asılı;
Sisli bir havada pencerede duruyor.
Gözleri nemlenmiş,özgürlüğü kısıtlanmışcasına
Kuşları seyrediyor...
Uzanmış ki bir asma,
Ne meyvesi var,ne de bir dal
Yalnız öyle bir dik uzanmış ki;
Meydan okuyor adeta sonbahara...
Belki,belki kuşlar son şarkılarını söylüyor,
Elveda diyorkıza ve ağaca

     

GURBETE GÖÇENLER

Adı gurbet olmuş gelenler gitmez akıyor terkosu bir tas içilmez

Gelinler hanım olmuş geri göçülmez

Kapılar kitlenir tütünü tütmez

Uzatsan elini köyüne yetmez

Aylık asgari ücret kiraya yetmez

Neyine gittiniz siz o gurbete 

Aslıydı tozlanmış halburu

Aylığı iyi olan dinler sazı tanburu

Köyden gider aşlık yarma bulguru

Otobüse binen bakmaz arkasına

Dolar tozlar eviyle barkına

Kaynana geline salar tarhana

 Neyine gittiniz siz o gurbete                          

Böğen verdim ırmakların bendine

Bizim gelin hanım olmuş kendi kendine

Gitti yine çuval, çuval gendüme

Erkek oğlak doğar olur tekelik

Kızlar toplar dağda yemlük evelük

Size peynir olur kokmuş çökelik

Neyine gjttiniz siz o gurbete

                         

Güzel görünüyor istanbulun karşısı

Çok pahalı gezilmiyor çarşısı

Bidon bidon gider kalem turşusu

Size gül oluyor köyün toprağı

Köyden· göçer köyün ahmağı

Gelenler üzüm yaprağı

Neyine gittiniz siz o gurbete 

MUSTAFA AYDIN

 

 

 

MET EDERİM SAMAYİL SENİ

Tokat'a bağlıdır Reşadiye ilçem

Doğanşar Şerefiye yoludur geçen

Reşadiye,ye iki. saat çeken

Nasıl met etmeyeyim Samayil seni  

Samayi1 benim anavatanım

Kırmadan eksik olmaz dumanın

Tozanlı,da bir köyüsün Tokat’ın

Nasıl met etmeyeyim SAMAYİL seni  

Otuz dokuz depreminde yerle bir oldun

O acıyla yanıp yanıp kül oldun

Gurbet ellere evlatlarını doldurdun

Nasıl met etmeyeyim SAMAYİL seni  

Gül bendinin suyuna doyum olmuyor

Yılın on iki ayı yeşilliğin solmuyor

Misafirlikte yatmayanın kalmıyor

Nasıl met etmeyeyim SAMAYİL seni  

Bir zamanlar köye insanlar sığmazdı

Keçiler dağlarda yer bulamazdı

Tarlalar sürülür boz kalmazdı

Nasıl met etmeyeyim SAMAYİL seni 

Gurbetçiler gelir mayıs ayında

Hasretlikler var onun payında

Köyün kanı dolaşır damarlarında

Nasıl met etmeyeyim SAMAYİL seni  

Okulu bir zamanlar talebe yurduydu

Düğünler olduğunda ekim sonuydu

Koç katıldığında kasım onuydu

Nasıl met etmeyeyim SAMAYİL seni  

Mustafa ben köyümü överim

Gün geçtikçe artar benim değerim

İSMAİLİYE (Samayil) çok güzelmiş meğerim

Nasıl met etmeyeyim SAMAYIL seni

 

BİR KÖŞE BAŞINDA RASTLARSAN BANA.
ARDINA DÖNÜP DE SAKIN AGLAMA.
SORARLARSA SANA BU KİMDİR DİYE.
TANIMIYORUMDERKEN AGLAYACAKSIN.

SENİ CANIMDAN ÇOK SEVDİGİM İÇİN.
KİMSEYLE PAYLAŞAMADIGIM İÇİN.
HER ZAMAN AGLATTIGIN İÇİN.
DOSTLARGÜLERKENSEN AGLAYACAKSIN.

BİR ANLASAN NE ÇOK SEVDİGİMİ.
BİR BİLSEN NASIL ÖZLEDİGİMİ.
BİR GÖRSEN NE HALE GELDİGİMİ.
GÖREMEZSİN ÇÜNKÜ AGLAYACAKSIN...

 

Gunler amansız saatler gecmıyor;
Geceler ıssız kuşlar ucmuyor;
Boynum bükük yüzüm gulmuyor;
Sensiz akşam olmuyor arkadaş.

Aklım hep sende olsada,
Gunes benım ıcın gec dogsada,
Bırgun kavusurum dıye hep avunsamda;
Yınede gunler gecmıyor arkadaş.

Akşam olunca hayeller kuruyorum,
Gelecegın gunu sevınçle beklıyorum,
Resmıne bakıp senı düşünüyorum;
Geceler sabah olmuyor arkadaş...

Diyar diyar gurbet elde
Gezdim durdum her bir yerde
Nasip olur bilmem nerde
Bana gurbet yazmış TANRIM

Gurbet bana kurmuş tuzak
Eş dost tüm akraba uzak
Yaşlar akar gözler ıslak
Bana gurbet yazmış TANRIM

Gurbet çöker aşk ağrıma
Agır yük vurmuş bağrıma
Bayram düğün her çağrıma
Bana gurbet yazmış TANRIM

Gurbet elde eser poyraz
İçinde aşk sevgi olmaz
Gönül bu hasrete doymaz
Bana gurbet yazmış TANRIM

Yaban eller şu kaderim
Yollar uzun ben giderim
Gurbet bitse ne ederim
Bana gurbet yazmış TANRIM

Gurbet deyim otuz yıldır
Çözemedim bu ne haldir
Gideceğim yeri bildir
Bana gurbet yazmış TANRIM
 

Yoksulluk beni yaban ellere atmış olsa da,
Güzel yurdumu andıkça her zaman varım.
Gönül hasret çekmekten, yorgun kalsa da,
Güzel bir şarkı duydukça, her zaman varım.

Ben Atatürk çocuğuyum, kolay teslim olmam.
Ölüm Tanrının emri, ondan da korkmam.
Ben bir zavallı değilim, aciz olamam;
Bir şiir yazdığımda, her zaman varım.

Kudurmuş medeniyet binlerce can alsa da;
Milyoner falanca bey; bana tepeden baksa da;
Yoksulluk yakamı, hiç bırakmasa da;
Bir lokma ekmeğim oldukça her zaman varım.

Hayata küsemem, buna hakkım yok.
Sıla hasreti, bazen içimi kavursa da;
Yapa yalnız ortalarda lalmış olsam da;
Bir dost bulduğumda her zaman varım.

Gözüm uyku tutmasa da, uzun kış gecelerinde
Yemyeşil ümitlerim, kurusa da gönlümde;
Her ne kadar, tüm sevgileri arzu etsem de;
Bir tek sevgi bulduğum an, her zaman varım.

 

 Yoksulluk beni yaban ellere atmış olsa da,
Güzel yurdumu andıkça her zaman varım.
Gönül hasret çekmekten, yorgun kalsa da,
Güzel bir şarkı duydukça, her zaman varım.

Ben Atatürk çocuğuyum, kolay teslim olmam.
Ölüm Tanrının emri, ondan da korkmam.
Ben bir zavallı değilim, aciz olamam;
Bir şiir yazdığımda, her zaman varım.

Kudurmuş medeniyet binlerce can alsa da;
Milyoner falanca bey; bana tepeden baksa da;
Yoksulluk yakamı, hiç bırakmasa da;
Bir lokma ekmeğim oldukça her zaman varım.

Hayata küsemem, buna hakkım yok.
Sıla hasreti, bazen içimi kavursa da;
Yapa yalnız ortalarda lalmış olsam da;
Bir dost bulduğumda her zaman varım.

Gözüm uyku tutmasa da, uzun kış gecelerinde
Yemyeşil ümitlerim, kurusa da gönlümde;
Her ne kadar, tüm sevgileri arzu etsem de;
Bir tek sevgi bulduğum an, her zaman varım.
 

Bir gün süreceğim atımı,
Çekeceğim yamçıyı sırtıma,
Garip halli mi desem, yolcu halli mi
Bıkmadan arıyacağım
Hem kömür gözlümü, hem memleketimi.

Yolum hanlara düşecek,
Yörük çadırlarına düşecek.
Yolum uzaklara, ta uzaklara
Pınar başlarına,
Hemşeri düşlerine,
Yolum.
Daha bilmem nerelere,
Nerelere düşecek...

Bir gün ineceğim atımdan,
Öpeceğim o memleketin
Taşını toprağını.
O memleket,
Kömür gözlümün memleketi,
Benim memleketim, benim yurdum.
O memleket.
Zaman zaman selam durduğum
Ekmeğim kadar arı,
Suyum kadar duru
Çiçekler içinde çiçek, Anadolu!..
 

Duyarsızlığa iszyanım var Arkadaş
Zorluyor vicdanımın sınırlarını, yoksulluk ve duyarsızlıklar,
Ne bir çare var, nede çareyi arayan,
Yüreklerdeyse sesiz bir bekleyiş var,
Dalgalanıyor göklerde, ay yıldızlı bayrağım,
O bile melul melul ve hüzünlü,
Dalgalanışında bile bir başka hüzün var,
Yok olmuş gündüzler, akşamları da aynı,
Mutluluk kalmadı insanlarda, hele de o çocuklar,
Sofralar boş, bomboş kalmış umutlar
Bir bir sarardı yüzlerde bakışlar, döküldü birer birer yapraklar
Hani dört mevsimi yaşardı yurdum,
İnsanlar hep sonbaharı, kışı yaşadılar,
Yürekler katılaşmış, gülmeyi unuttuk,
Hiçbir şeyin tadı bile yok artık,
Çorbasında bırak yağı, tuzunu bile çaldılar
Hani üç öğün yemeği?.. bir öğüne bile muhtaç kaldılar,
Hadi söyleyin, dediklerim doğrumu yoksa yalanmı,
Yoksa bir politikacı edasıyla mı konuşuyorum,
Yoksa bir ideoloji mi satıyorum ben,
Yoksa yaptığım siyasetmi, adını siz koyun,
Utanmayın, çalmaya devam edin yalan sazınzı,
Daha ne kadar inleyecek bu millet, bu vatan
Nerede sosyal demokratlar, nerede sağcısı, Nerede solcular.
Nerede muhafazakarlar, nerede milliyetçi diye geçinen
O yobazlar, o riyakarlar
Siz mi yalan söylediniz, yoksa yalancı olan dilleriniz mi
Bu mu benim ülkem, bu mu vatanım
Sancı çeker olmuş toprağım, yerindeyse rahat değil şehit yatanım
Ne sevgi kaldı nede aşk, denizleri doldurur olmuş riyakarlık seli
Hey gidi Mustafa Kemal, sen gittin gideli hala perişan bu millet
Düzelmedi halli, gülmedi yüzü, ne kudreti kaldı, nede dayanacak taakat
Ah bir ayıltıla bilse, o damarlardaki sarhoş kanı
Namerde muhtaç olma dedin, koyma yurduna düşman,
Biz dışarıda beklerken, içerden yıktılar menfaat ve ihtiras düşmanları
Hani yeni bir dünya kurulsa, kim yürütecek bu gemiyi,
Kim yönetecek senin gibi bu ülkeyi kim
Yuvalar mutsuz, insanı mutsuz, mevsimler mutsuz
Yazan Şebap mutsuz okuyanı mutsuz
Boyun bükmüş ağaçlar, her köşesine örmüş örümcek, ağını
Sesiz kaldıkça bu millet, bitmez bu eziyet ve zulüm,
Köstebeklerse yine üreyecek, kervanını yürütecek bir birBeni saldın ezelden sen gurbete
Gönlüm doydu bunca zaman hasrete,
Birlikte biz veda edip zulmete
Peşimsıra benimle gez diye geldim.

Ezilmiş âşıkın âhı var bende
Sendin,o aşk ilahı,şu gönlümde,
Aşıkım,yalnızım bugün de dün de
Bir daha kalbimi ez diye geldim.

Seni çok istettim ana-babandan
Ayrlık acını çektim bir yandan,
Öyle bağlandım ki ben sana candan
Sen benim olasın tez diye geldim.

Kışın bile burcu burcu gülümsün
Hem hayatsın bana hem de ölümsün,
O gül benzin her mevsimde görünsün
Kış olmuş mevsimin,yaz diye geldim.

Düğün dernek edip baş-göz olmuşsun
Sevgi değil,sade koca bulmuşsun,
Dul adınla tekrar eve dönmüşsün
Bana kız dediler,kız diye geldim...
 

sonumuz yokmuş gülüm seninle
artık geziyor ölüm benimle
yarınım yok umudum yok
gülüm bağışla senle sonumuz yok

üşüyor ellerim ısıtamazsın
titriyor bedenim sarılamazsın
şimdi çok uzaktayım dokunamazsın
gülüm bağışla senle sonumuz yok

yeminler etmiştim sözler vermiştim
inanki gülüm seni çok semiştim
gözlerim kör dilim lal
gülüm bağışla sen mutlu kal

ağlıyor gözlerimsilemezsin
yanıyor yüreğim söndüremezsin
şimdi çok uzaktayım döndüremezsin
gülüm bağışla senle sonumuz yok....

sonumuz yokmuş gülüm seninle
artık geziyor ölüm benimle
yarınım yok umudum yok
gülüm bağışla senle sonumuz yok

üşüyor ellerim ısıtamazsın
titriyor bedenim sarılamazsın
şimdi çok uzaktayım dokunamazsın
gülüm bağışla senle sonumuz yok

yeminler etmiştim sözler vermiştim
inanki gülüm seni çok semiştim
gözlerim kör dilim lal
gülüm bağışla sen mutlu kal

ağlıyor gözlerimsilemezsin
yanıyor yüreğim söndüremezsin
şimdi çok uzaktayım döndüremezsin
gülüm bağışla senle sonumuz yok....

sonumuz yokmuş gülüm seninle
artık geziyor ölüm benimle
yarınım yok umudum yok
gülüm bağışla senle sonumuz yok

üşüyor ellerim ısıtamazsın
titriyor bedenim sarılamazsın
şimdi çok uzaktayım dokunamazsın
gülüm bağışla senle sonumuz yok

yeminler etmiştim sözler vermiştim
inanki gülüm seni çok semiştim
gözlerim kör dilim lal
gülüm bağışla sen mutlu kal

ağlıyor gözlerimsilemezsin
yanıyor yüreğim söndüremezsin
şimdi çok uzaktayım döndüremezsin
gülüm bağışla senle sonumuz yok....

sonumuz yokmuş gülüm seninle
artık geziyor ölüm benimle
yarınım yok umudum yok
gülüm bağışla senle sonumuz yok

üşüyor ellerim ısıtamazsın
titriyor bedenim sarılamazsın
şimdi çok uzaktayım dokunamazsın
gülüm bağışla senle sonumuz yok

yeminler etmiştim sözler vermiştim
inanki gülüm seni çok semiştim
gözlerim kör dilim lal
gülüm bağışla sen mutlu kal

ağlıyor gözlerimsilemezsin
yanıyor yüreğim söndüremezsin
şimdi çok uzaktayım döndüremezsin
gülüm bağışla senle sonumuz yok....

 

sonumuz yokmuş gülüm seninle
artık geziyor ölüm benimle
yarınım yok umudum yok
gülüm bağışla senle sonumuz yok

üşüyor ellerim ısıtamazsın
titriyor bedenim sarılamazsın
şimdi çok uzaktayım dokunamazsın
gülüm bağışla senle sonumuz yok

yeminler etmiştim sözler vermiştim
inanki gülüm seni çok semiştim
gözlerim kör dilim lal
gülüm bağışla sen mutlu kal

ağlıyor gözlerimsilemezsin
yanıyor yüreğim söndüremezsin
şimdi çok uzaktayım döndüremezsin
gülüm bağışla senle sonumuz yok....

SenSizLik
Biliyorum konusacak birseyimiz kalmadi, paylasacak hic bir seyimiz yok.
Yine de yüregimden gücümün yettigi yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konusuyorum... Bugün sana olan kirginligimi rafa kaldirdim,
sevgimi aldim avuclarimin arasina, ona siginiyorum... Cümlelerimi kisalttim,
kelimelerim buruk, gülüslerim istenmeyen dudaklarimda...

Bir ihtimal gelisine sigindigimi farkettiysem de, engel olamadim gurursuz
ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hos tutmak istiyorum,
imkansiz olan her rüyaya inanasim geliyor... Bir cocuk gibi
isteklerimi bastiramiyorum... calmayan telefonuma elim gidiyor,
sana halen bende oldugunu israrla yazmaya calisiyorum... Bende olan seni,
hic kirmadim, degistirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin
nasil oldugunu, gülüp gülmedigini anlamsiz bir sikintiyla merak ediyorum...

icimdeki güzelligine inanip inanmamani artik umursamiyorum!
Üsüyorum, bu üsüme yalnizligimdan geliyor ve sariyor her tarafimi...
Tutunabilecegim hicbir güzellik yok, hatirlamaktan usanmayacagim
anilarim disinda... isinabilmek icin onlara sariliyorum...
Anlamsiz ve cevapsiz sorular hihzirca siritiyor, ben görmemeye
calisiyorum... Düsler uzak gibi görünüyordu ama yakindi...

Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini ac desem kapatacaksin
ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldim ama bakmadim
falima... Gözlerimi gelislere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemis
itiraf etti sonunda... Düsüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam degil...
Gelseydin, kendimi unutup sana kosacaktim, susturacaktim icimdeki isyani,
kavgalarin ortasinda bir günes gibi dogup isitacaktim yüregini,
sevincten aglayacaktim bu defa, mutluyken hemen sarhos olmusum gibi,
dokunacaktim, sarilacaktim. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de
hic niyetin yoktu aslinda... Kendimi kandirdigimi anladigimda agliyordum...

Eskiden kimi sarkilarin ne kadar anlamli oldugunu düsünürken, simdi
ayriligin ardindan calinan her sarki umutsuzlugumu ve sevgimi anlatiyormus
gibi geliyor... Sevdigim ne cok sarki varmis, bunu senin gidisin gösterdi bana...
Her sarkida sen varsin, her yerde, her gördügüm insanda, denizde,
gecede, uykumda... Nasil beceriyorsun her yerde olabilmeyi...
Bu bir marifetse eger, neden benim yanimda degilsin ki?
Gözyaslarim asilligini yitiriyor ve yenik düsüyorum sevdana...

Gittin! Belki de hic gelmemistin ben, geldigini sandim... Ayak uyduramadim
yorgunluguna... Dudaklarina düslerindeki öpüsü konduramadim...

Kimi zaman bir cocuk oldum gülüslerinde simaran, kimi zaman bir kadin;
dokunuslarinda kendini bulan... Ama! En cok da imkânsizin oldum...

Her gelisimde bir kez daha gönderdigin oldum... inanamadigin, Yenemedigin,
üzerinden atlayamadigin korkularin oldum... Agladigin, bagirdigin ya da
sustugun isyanin oldum, sessizce bosalan gözyaslarin, birikmisligin oldum...
Yüregindeki kadin ben olmak isterken yüregine siginan ve tozlanacak olan
bir ani oldum... Haketmediklerin, artik yeter dediklerin ve herseyin olmak isterken
belki de hicbir seyin oldum... Söylesene ben gercekten senin neyin oldum?
Sesin hep uzaklari cagiriyordu, ben üstüme alindim, sana geldim...
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenisi sahiplenir miydim?

simdi bir mevsimlik ask kaldi avuclarimda sadece bir mevsim yasanan
ama bir ömür gibi gelen ask... Kalbime henüz söyleyemedim gittigini,
ögrenirse onun da aci cekmesinden korkuyorum... Seni halen
benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum...
Gittin! Sevdamin yokluguna alisabilirim belki ama sesinin uzak yollarin
sonunda olmasi acitiyor icimi... Suskunlugun en büyük silahindi,
suskunlugunla vurdun beni asil aci olan, canimi acitan unutulmak...

Söylesene unutulmak kime yakisiyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakismiyor ...

Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak
sende daha güzel duruyor... Görüyorsun iste, ask'a ve sana ihanet etmiyorum
benim kirginligim ask'a... Sen üstüne alindin...
4000 kilometre memleketim..
amca,dayi yiyenlerimi gormek isterim..
kanadi kirilmis kuslar gibiyim..
ucur beni ruzgarlar..ucurun turkiyeme..

kader izin vermezki turkiyeme gidem..
gidip de amca,dayi,yiyenleri gorem..
hasretligin acisini doya doya cikaram..
ucur beni ruzgarlar..ucurun turkiyeme..
 

Bir gün süreceğim atımı,
Çekeceğim yamçıyı sırtıma,
Garip halli mi desem, yolcu halli mi
Bıkmadan arıyacağım
Hem kömür gözlümü, hem memleketimi.

Yolum hanlara düşecek,
Yörük çadırlarına düşecek.
Yolum uzaklara, ta uzaklara
Pınar başlarına,
Hemşeri düşlerine,
Yolum.
Daha bilmem nerelere,
Nerelere düşecek...

Bir gün ineceğim atımdan,
Öpeceğim o memleketin
Taşını toprağını.
O memleket,
Kömür gözlümün memleketi,
Benim memleketim, benim yurdum.
O memleket.
Zaman zaman selam durduğum
Ekmeğim kadar arı,
Suyum kadar duru
Çiçekler içinde çiçek, Anadolu!..
 

Bir taşın için can veririm MEMLEKETİM
Ne şehitler verdin bağrında
Senin için can veririm bil MEMLEKETİM
Senden ayrı ülke görmedim
Senin AY YILDIZ bayrağını öptüm
Başka bayrak öpmedim bil MEMLEKETİM
Şahidim olsun ALLAHÜEKBER dağları
Sana zarar verene sıkarım kurşunları
İmanımı kim koparır senden gayrı bil MEMLEKETİM
Boz kırlarında boz şaha kalkınca
Heybetli dağlarda kalınca
Şehitlerin üzerine BAYRAK sarılınca
Göz yaşı akıtırım senin için ölene bil MEMLEKETİM
Senin için türkü söyler gelin bacım
Süpürge olsun sana siyah saçım
Sana pınar olsun gözyaşlarım
BİL MEMLEKETİM

Vatandan uzakta sanmayın beni
Türkiyem içimde,ayrı değilim
Gurbetçi diyerek, anmayın beni
Türkiyem içimde, ayrı değilim

Ay-yıldız göğsümde, şanım, gururum
İmanım kalbimde, parlayan nur’um
Vatanım ben sana kurban olurum
Türkiyem içimde, ayrı değilim

Vatan sevgisini, bildim imanla
Her karış toprağı, yoğrulmuş kanla
Türkiye devleti, kurulmuş şanla
Türkiyem içimde, ayrı değilim

Atamın, babamın, anamın yeri
Ruhumdur, nur’umdur, gözümün feri
Et kemik misali, daha ileri
Türkiyem içimde, ayrı değilim

Bal der senden başka, yoktur vatanım
Senin hasretinle, matem tutanım
Türkiyem bendendir, ben de ondanım
Türkiyem içimde, ayrı değilim
Şad olup gülmedim
Eller içinde
Benim gülüm soldu
Güller içinde
Bir bahtı karayım
Kullar içinde
Gitti benim nazlı
Yarim gelmedi

Gurbete gidende
Dönmez diyorlar
Akar gözyaşların
Dinmez diyorlar
Sevenler murada
Ermez diyorlar
Gitti benim nazlı
Yarim gelmediBitmiyor kederin, tükenmez gamın
Öldürecek misin, ey zalim gurbet?
Ufaktan ufaktan esiyor samın
Solduracak mısın ey zalim gurbet?

Öyle bir seraba bağlattın beni
Hasret ateşiyle dağlattın beni
Otuz dort senedir ağlattın beni
Güldürecek misin ey zalim gurbet?

Umutlarım vardı yok ettin benim
Sana ilenmemi hak ettin benim
Simsiyah saçımı ak ettin benim
Yolduracak mısın ey zalim gurbet?

İstikbal adına kazdın kuyumu
Sinir küpü ettin bozdun huyumu
İnsafa gelip de artık suyumu
Kaldıracak mısın ey zalim gurbet?

Mikdatî der ettin gönlümü viran
İyileşmez artık derindir yaran
İnsafın mı yoktur her dakka her an
Saldıracak mısın ey zalim gurbet?
Cehennemi bilmem ama bu gurbet
Ondan korkmamaya itiyor bizi
Zakkum ağacından zehirli şerbet
İçirip hayattan ediyor bizi

Elimizi sağlam tutarız diye
İstikbalde rahat ederiz diye
Emekli olup da gideriz diye
Kazanmaya geldik ütüyor bizi

Özlem acısından sine kor olur
Kütük kök salınca sökmek zor olur
Kanaat bitince gözler kör olur
Kuşkular şüpheler güdüyor bizi

Mikdatî der dertler yorduça yordu
Kafamızı bozup kurdukça kurdu
Yerden yere çalıp vurdukça vurdu
Böyle bir çıkmaza atıyor bizi
......Felek toz dumana katıyor bizi
Gurbetin kahrını bilenler bilir
Hasret bir başkadır, gurbet başkadır
Irkçı Avrupaya gelenler bilir
Nefret bir başkadır, gurbet başkadır

Hasretle eş dostla vedalaşarak
Ayrılırken dostça kucaklaşarak
Sevdiği her şeyden, uzaklaşarak
Hicret bir başkadır, gurbet başkadır

Bu gurbette başka hava esiyor
Bir gelen dönmekten umut kesiyor
Bunu duyan herkes hayret ediyor
Hayret bir başkadır gurbet başkadır

Ölümle gurbetin, farkı sorulur
Gurbetçi ölmeden diri gömülür
Yaşam için gayret eder yorulur
Gayret bir başkadır, gurbet başkadır

Mikdat bu sözlerin sineyi dağlar
Gurbetçi herkesten, en iyi ağlar
Kurtulurum diye bir umut bağlar
Esaret başkadır, gurbet başkadır Vatandan ayrılıp ele göçmeyi
Vatanın var iken vatan seçmeyi
Anneden babadan yârden geçmeyi
Ölüm diyecekken gurbet demiºler

Bütün sevdiklerin ardında kalır
Hasretin baskısı sırtında kalır
Aklın fikrin ruhun yurdunda kalır
Bunların hepsine gurbet demiºler

Baºka bir ülkenin dili baºkadır
Vilayeti baºka ili baºkadır
Hazanı baºkadır yeli baºkadır
Çekilmiyor anam gurbet demiºler

Anlaºma zor olur iºaret ile
Eº anlamdır gurbet esaret ile
Burayı terkedip, cesaret ile
Gelinmiyor anam gurbet demiºler

Mikdat’ım gurbeti eyledim mekan
Bırakıp gelirdim bulsaydım imkan
Ne bir sanatkarım ne de bezirgan
Ömrümüz yok olmuº gurbet demiºler
Vatandan ayrılıp ele göçmeyi
Vatanın var iken vatan seçmeyi
Anneden babadan yârden geçmeyi
Ölüm diyecekken gurbet demişler

Bütün sevdiklerin ardında kalır
Hasretin baskısı sırtında kalır
Aklın fikrin ruhun yurdunda kalır
Bunların hepsine gurbet demişler

Başka bir ülkenin dili başkadır
Vilayeti başka ili başkadır
Hazanı başkadır yeli başkadır
Çekilmiyor anam gurbet demişler

Anlaşma zor olur işaret ile
Eş anlamdır gurbet esaret ile
Burayı terkedip, cesaret ile
Gelinmiyor anam gurbet demişler

Mikdat’ım gurbeti eyledim mekan
Bırakıp gelirdim bulsaydım imkan
Ne bir sanatkarım ne de bezirgan
Ömrümüz yok olmuş gurbet demişler
 

Ne zaman seni düşünsem içim ürperir
Seninle geçen her saat, her gün gelir aklıma
Bir akşam vakti gelir bir deniz kıyısı gelir
O eşsiz hatıralar bütün gelir aklıma

Ne yapsam unutamam yaşadığımızı
Sevgindi sevgilerin en yalansızı
Şimdi nerde bir gül görsem kırmızı
Dudaklarımı uzun uzun öptüğün gelir aklıma

Bir çıban büyürcesine ortasında gecenin
Dolar yüreğime hüznü seni sevmenin
Dünyada ne benim yerim var artık ne senin
Ağlarım başucunda ölümün gelir aklıma. seni unutmak munkunmu

Gunler amansız saatler gecmıyor;
Geceler ıssız kuşlar ucmuyor;
Boynum bükük yüzüm gulmuyor;
Sensiz akşam olmuyor arkadaş.

Aklım hep sende olsada,
Gunes benım ıcın gec dogsada,
Bırgun kavusurum dıye hep avunsamda;
Yınede gunler gecmıyor arkadaş.

Akşam olunca hayeller kuruyorum,
Gelecegın gunu sevınçle beklıyorum,
Resmıne bakıp senı düşünüyorum;
Geceler sabah olmuyor arkadaş...

çaresiz arayış içinde yine gönlüm
umutsuzca bekleyiş içinde yine kalbim,
ansızın koyup gidişin yine gözlerimde,
teselli vermiyor artık sözlerin.
tatlı heycanlar sarmıyor artık içimi,
şimdi artık orada sadece hasretin var
SEVGİLİM...

Uzun, uzun yollar gözüktü yine
Yollar yine gidiyor gurbete

Bu yolda aşk, servet, şan, şöhret var
Bu yolda memleket aşkı var
Bu yolda baba ocağı, derdi var
Bu yolda ana kucağı özlemi var
Unutma bre insanoğlu


 YESILLENMIS BIZIM KÖYÜN DAGLARI
GÜLLER ACMIS BAHCELERI BAGLARI
HASRETLE GECIYOR ÖMRÜM CAGLARI
NAZLI YARDEN HABER YOKMU POSTACI ?

SILADAN CIKALI OTUZYIL OLDU
SARARDI GÜLBENZIM SACIM AK OLDU
IHTIYAR ANAMA BILMEM NEOLDU
ANAMDAN BIR HABER YOKMU POSTACI ?

GARIBIM GURBETTE BAGRIM YARADIR
SANMAYIN ALMANYANIN TASI TOPRA PARADIR
ADI ALMANYA CEHENNEMSE BURADIR
YAKTI BENI ISTE BÖYLE POSTACI

BU ZALIM GURBETTE CARESIZ KALDIM
SORMAYIN HALIMI PERISAN OLDUM
RUYAMDA BABAMDAN BIR MEKTUP ALDIM
CEVABINI BÖYLE VERDIM POSTACI;
 



 

sonumuz yokmuş gülüm seninle
artık geziyor ölüm benimle
yarınım yok umudum yok
gülüm bağışla senle sonumuz yok

üşüyor ellerim ısıtamazsın
titriyor bedenim sarılamazsın
şimdi çok uzaktayım dokunamazsın
gülüm bağışla senle sonumuz yok

yeminler etmiştim sözler vermiştim
inanki gülüm seni çok semiştim
gözlerim kör dilim lal
gülüm bağışla sen mutlu kal

ağlıyor gözlerimsilemezsin
yanıyor yüreğim söndüremezsin
şimdi çok uzaktayım döndüremezsin
gülüm bağışla senle sonumuz yok....

BİR KÖŞE BAŞINDA RASTLARSAN BANA.
ARDINA DÖNÜP DE SAKIN AGLAMA.
SORARLARSA SANA BU KİMDİR DİYE.
TANIMIYORUM DERKEN AGLAYACAKSIN.

SENİ CANIMDAN ÇOK SEVDİGİM İÇİN.
KİMSEYLE PAYLAŞAMADIGIM İÇİN.
HER ZAMAN AGLATTIGIN İÇİN.
DOSTLAR GÜLERKEN SEN AGLAYACAKSIN.

BİR ANLASAN NE ÇOK SEVDİGİMİ.
BİR BİLSEN NASIL ÖZLEDİGİMİ.
BİR GÖRSEN NE HALE GELDİGİMİ.
GÖREMEZSİN ÇÜNKÜ AGLAYACAKSIN...

Yoksulluk beni yaban ellere atmış olsa da,
Güzel yurdumu andıkça her zaman varım.
Gönül hasret çekmekten, yorgun kalsa da,
Güzel bir şarkı duydukça, her zaman varım.

Ben Atatürk çocuğuyum, kolay teslim olmam.
Ölüm Tanrının emri, ondan da korkmam.
Ben bir zavallı değilim, aciz olamam;
Bir şiir yazdığımda, her zaman varım.

Kudurmuş medeniyet binlerce can alsa da;
Milyoner falanca bey; bana tepeden baksa da;
Yoksulluk yakamı, hiç bırakmasa da;
Bir lokma ekmeğim oldukça her zaman varım.

Hayata küsemem, buna hakkım yok.
Sıla hasreti, bazen içimi kavursa da;
Yapa yalnız ortalarda lalmış olsam da;
Bir dost bulduğumda her zaman varım.

Gözüm uyku tutmasa da, uzun kış gecelerinde
Yemyeşil ümitlerim, kurusa da gönlümde;
Her ne kadar, tüm sevgileri arzu etsem de;
Bir tek sevgi bulduğum an, her zaman varım.

 

ben yalnız sana açmıştım kalbimi
yalnız senin için yazıyordum şiirler
yaşlarını bir sana feda ediyordu gözler
bir tek senin için soğuklara attım ellerimi
yalanlardan temizledim saf düşüncelerimi
yalnız seni yazabiliyordu bu dizeler
bir tek seninle paylaşıyordum gecelerimi …

her anımız aynı saatin kaderindeydi
aynı şarkıların aynı nakaratı anlatıyordu bizi
aynı şiirin aynı dizeleri yazıyordu sevgimizi
aynı yolların aynı kaldırımlarıydı hayallerimiz
aynı güneş ısıtıyordu saf aşkımızı
ay ışığında bir biz karanlığa mahkumduk
aynı gecelerde hep aynı siyahlığa bürünürdük
o sert ayazlarda bir bizim gözlerimiz üşürdü
aynı bulutların aynı yağmurunda ıslanırdık
sen olmadan ben, ben olmadan sen hep yalnızdık …

ikimizde sevmiyorduk sevmiyorum kelimesini
ikimizde yalnızlığa uzak, aşka hep yakındık
gözlerimizin o keskin rengi hep aynıydı
sen git dediğinde ben hiç kalmadım yanında
sen öl dediğinde nefes almayı haram bildim
sen sevme dediğinde sevmek alçakça geldi
sen beni terk ederken, döneceksin diye hep bekledim
sen göz yaşlarınla ağlarken, benim içim hep kan ağladı …

seni beklemek çok acıydı gelmemenin korkusuyla
seni beklemek hep çaresizdi yılların yorgunluğuyla
seni beklemek gözlerimi dikmekti geleceğin yola
seni beklemek yağmurları çiğneyip yürümekti
seni beklemek çilekeş bir şarabın sarhoşluğuydu
aslında her kelime ezilip ufalanıyordu avuçlarımda
aslında akla gelebilen şeyler tanımlamıyordu seni
aslında aşkımı bir şiire yüklemek sana haksızlıktı
aslında içimdekilere aşk demek bile tutarsızlıktı

gün gelirde yollarımız habersizce ayrılırsa
unutma bu şiiri ve unutma o saf şarkımızı
unutma, yalnızlığı çekmeden sevdaya tutunamayacağını
unutma sevgilim, ölümün bile yanında hiç kaldığını
ve o eşsiz sevginin hiç bitmeyen bir savaş olduğunu
ve sen unuttuysan maziyi, anla beni hiç sevmediğini
o sevgi dediğin, kalbinin göz kırpışıdır .
unutma, bu dünya insanın ilahi yalnızlığıdır
unutma, sensizlik kalbimin kopan parçalarıdır
unutma, ayrılık ruhumun toprağa yakınlığı,
yüreğimin hiç geçmeyen hastalığıdır
unutma sevdiğim; seni sevmemek, adımın taşlara yazılmasıdır …

ayrılık nedir bilmiyorum, ayrılık kaçıncı ölümdür?
Hangi mektubumun sözleri çınlar kulaklarında?
Hangi şarkıda yaşadıklarımız aklına gelir?
Hangi sokaktan geçerken boğazına anılar düğümlenir?
Kaç yıl daha ben sanıp koşacaksın telefonlara?
Hangi zilin çalışını benimkine benzettin?
Hangi eli çiçekli şairi ben sanıp içini ilham doldurdun?
Kaç köşe başına beni çıkacak diye gözlerini diktin?
Hangi gülün kokusunda kasımpatı büyüsü aradın?
Hangi vapurdan beni inecek diye bekledin?
Hangi yıldızda kaybettin sana bakan yüreğimi?
Hangi sahilde beni aradı gözlerin?
Severken ayrılmanın acısını benim gibi yaşıyor musun?
Gözlerini bilmem ama, yüreğinle ben gibi ağlıyor musun?
Defterlerde değil ama kalbinde saklıyor musun aşkımızı?
Yine eskisi gibi geç saatlerde mi yatıyorsun?
Yine şemsiyelerin altında mı kaçıyorsun yağmurdan?
Oysa ki sen bilmiyorsun, hayat ağır geliyor bana kahrından,
Oysa ki sen bilmiyorsun, çektiğim acılarım sadece ayrılıktan …

demek ki, dünya döndükçe aşk duracak
bu aşkın günahını melekler bile yazamayacaktı.
demek ki, Azrail bile bu sevdaya kıyamayacak
Allah bile sensiz canımı alamayacaktı
demek ki, sende veda edecek kadar seviyordun beni
demek ki, çekip gidecek kadar tapıyordun düşlerimize
demek ki, gözlerime bakacak kadar yüreğin varmış
demek ki, bu şiiri okuyacak kadar aşkı biliyormuşsun
demek ki, bu son dizeye kadar umut yüklemişsin kendine
demek ki, bu şiiri yazdıracak kadar bahar kokuyormuşsun
demek ki, ben seni çok sevmişim,
demek ki, ben seni hep sevecekmişim ..
son söze hiç gerek yok, şairler anlatamaz sevmeyi
gözlerime bak, onlar anlatsın sana her şeyimi …
özledim ana!..

çamaltı mahallesi, yıldırım sokak
no: 24 – yayladağı…
soku dibi insanları,
anıt gibi durur hayalimde
anam oturmuş hamur yoğurur
yarın ekmek yapacak, öğlene kadar
gözleri tandır dumanından yanacak
yüksel, yardıma gelecek söz vermiş
alnında ter bulgur bulgur kabaracak
sıcak bir katıklı ekmek hayalimdeki
ben orda yok’um, ağlayacak!..
ağlama anam, ağlama!...
kavuşuruz bir gün,
yeterki ölüm olmasın
yeterki tokmak hoca
çarşı camiinde selaya çıkmasın!
sisleri perde perde dağıtan sesiyle
ortalığı yakmasın…
“çamaltı mahallesinden…”diye başlamasın
sela’ nın sonuna…
özledim be ana, özledim sizleri
melike’yi, abdullah’ ı, fatoş’u,
soku dibini özledim…
özledim sizleri…
sonsuz da allah’ a uzanan bir yankı
bir ezan sesiyle uyanır insanlar
yorgun gecede uyanır herkes
benim aklım siz de ve soku dibinde
bizim orda çiftetelli, türkü türkü uzanır
düğünlerde davullar vurulur
zılgıtlar çalınır, bilen oynar bilen!..
böyle gitarmış, kemanmış, piyanoymuş
gıcırdamaz düğünlerde
değil mi ana
hani yaz geldimi, damımıza
bir çift serçe konar ya
hani asmamız üzüm tutar,
mişmişler sararır…
insanlar çalışır harıl harıl kış için
güneş yakar o kavruk yüzlerini
hani sen elinde hortum bostan sularsın
irfan elinde tatlıyla gelir
medine, “esiye abla! “ diye bağırır ya
işte o zaman geleceğim, bekle beni!...
unutayım dedim bu akşam hüzünleri
dizelerimden mutluluk gözyaşları damlasın istedim
olmadı…
olmadı yine…
aldı başını gittiler sözcükler hüzün yaylasına
gurbet okyanuslarındaki dalgalarda kırıldı
sevinç haykırışlarım.
saplandı kör zindanlara umutlar.
Sığındığım limanları dev dalgalar bastı
gene hüzün, gene hüzün
bir gurbet akşamı daha yaklaştı sayende.
eyyy gül diyarım!...
yeter!...
kaderimi sen değiştirecektin hani?
alışıklığım sana ve ıstırabadır
biganeliğim gülücüğe ve vuslata
ama sen yazgımda vurgunumsun
en şerha yarasın
umudum senleydi dönüşsüz seferlere
bir başımıza şiirlerden örülmüş takalarla
temeli askımız,
boyası, bitmeyen sevişmelerimiz
yelkeni, isyankarlık bayrağı geçmiş tüm acılara
olmadı…
yine olmadı…
saplandı kör zindanlara umutlar
sığındığım limanları dev dalgalar bastı
gene hüzün, gene hüzün
olmadı bıçak gibi aşkım olmadı
şiir gözlüm, yine hüsran yine hüsran
bir gurbet akşamı daha bastı sayende
zifiri karanlık gurbet akşamları

 

                                   gurbet eller aldı bizi 
                                   kader ayırdı yine sizi 
                                   ben bakarım 
                                   gözümden yaş akar 
                                   ah gurbet eller ah

insan tek edemez
kimseyi göremez
sevgi tadı almaz
ah gurbet eller ah

gurbete düştü yolum
ne elleri tanırım ne dağı ne taşı
kaldım şu gutbette bir başıma
nasıl soğuk bu gurbetin geceleri
nerden geldim şu gurbete bende bilmem
kimi arar kimi sorarım bilmem
düştüm yollara yol bilmem yolak bilmem
felek düşürdün yine beni şu gurbetin yollarına
bir kuş olsam uçup gitsem şu yaban ellerden
yine bugünde akşam oldu güneş battı
hava karardı yağmur'mu yağacak karmı yağacak bilmem
üşüyor yüreyim titriyor ellerim
hasretim bir sıcak yuvaya
hasretim inan bir tas çorbaya
yarim yok gideyim yanına sarılayım boynuna
için için ağlayıp dökeyim göz yaşlarımı bir yar uğruna
ne yar var ne sevdiyim var
bende hasretim aşka sevgiye
kalbim çarpar dilim susar şiir söylemez ..

Şad olup gülmedim
Eller içinde
Benim gülüm soldu
Güller içinde
Bir bahtı karayım
Kullar içinde
Gitti benim nazlı
Yarim gelmedi

Gurbete gidende
Dönmez diyorlar
Akar gözyaşların
Dinmez diyorlar
Sevenler murada
Ermez diyorlar
Gitti benim nazlı
Yarim gelmedi
 Vatandan uzakta sanmayın beni
Türkiyem içimde,ayrı değilim
Gurbetçi diyerek, anmayın beni
Türkiyem içimde, ayrı değilim

Ay-yıldız göğsümde, şanım, gururum
İmanım kalbimde, parlayan nur’um
Vatanım ben sana kurban olurum
Türkiyem içimde, ayrı değilim

Vatan sevgisini, bildim imanla
Her karış toprağı, yoğrulmuş kanla
Türkiye devleti, kurulmuş şanla
Türkiyem içimde, ayrı değilim

Atamın, babamın, anamın yeri
Ruhumdur, nur’umdur, gözümün feri
Et kemik misali, daha ileri
Türkiyem içimde, ayrı değilim

Bal der senden başka, yoktur vatanım
Senin hasretinle, matem tutanım
Türkiyem bendendir, ben de ondanım
Türkiyem içimde, ayrı değilim

Bir taşın için can veririm MEMLEKETİM
Ne şehitler verdin bağrında
Senin için can veririm bil MEMLEKETİM
Senden ayrı ülke görmedim
Senin AY YILDIZ bayrağını öptüm
Başka bayrak öpmedim bil MEMLEKETİM
Şahidim olsun ALLAHÜEKBER dağları
Sana zarar verene sıkarım kurşunları
İmanımı kim koparır senden gayrı bil MEMLEKETİM
Boz kırlarında boz şaha kalkınca
Heybetli dağlarda kalınca
Şehitlerin üzerine BAYRAK sarılınca
Göz yaşı akıtırım senin için ölene bil MEMLEKETİM
Senin için türkü söyler gelin bacım
Süpürge olsun sana siyah saçım
Sana pınar olsun gözyaşlarım
BİL MEMLEKETİM
 


 

TOKAT REŞADİYELİ EMRE ORUÇ 60
 



AskanProduktion.TOKAT REŞADİYELİ
TOKAT REŞADİYELİ EMRE ORUÇ 60
 

DUYURU PANOSU

-----Yildirim-----

YILDIRIMIN HAZIRLAYIP SUNDUĞU YILDIRIMLA TÜRKÜ KERVANI HER CUMA AKŞAMI EKİN TV DE DİR SAAT 22.00 00.00 DA WWW.YİLDİRİMNET.ORG

-----Yildirim-----

AsKanProduktion

TOKAT REŞADİYELİ EMRE ORUÇ 60
 


Web'te Türkçe

Günlük Burç
.
TOKAT REŞADİYELİ EMRE ORUÇ 60
 
Counter
 

.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol