TOKAT İLİ İLÇELERİ KÖYLERİ VE KAPLICALARI YAYLALARI TARİHÇELERİ
       TOKAT İLE İLGİLİ YAZILAR WWW.TOKATFORUM.COM DAN ALINMIŞTIR DAHA DETAYLI BİLGİLENMEK İÇİN SİTEYE GİREBİLİRSİNİZ.
Tokat Hava Durumu

TOKAT TOKAT
 
 
 



4 Mayıs 1962 tarihinde Manisa İli Turgutlu İlçesinde doğdu. İlköğrenimini Turgutlu Bozkır Köyü İlkokulunda, Ortaöğrenimini Uşak Ömer Bedrettin Uşaklıgil Ortaokulunda, Lise öğrenimini Manisa Lisesinde tamamlamıştır. 1981 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girerek 1985 yılında mezun olmuştur.

08.11.1985- 17.11.1986 tarihleri arasında İstanbul Barosunda Avukatlık Stajını yapmıştır. 29.05.1986 tarihinde Uşak Kaymakam Adayı olarak Mülki İdare Amirliği mesleğine başlamıştır. 3 yıllık Kaymakam Adaylığı döneminde “Bilgilerini artırmak ve uygulamaları yerinde görmek” üzere 1987-1988 yılları arasında 1 yıl süreyle İngiltere’ye gönderilmiştir. İngiltere’de bulunduğu esnada İngiltere Kamu Yönetimiyle ilgili inceleme ve araştırmalarda bulunmuştur. Kaymakam Adaylığı döneminde Uşak-Banaz ve Bolu-Mudurnu Kaymakam Vekillikleri yapmış ve 74.Dönem Kaymakamlık Kursunu başarı ile tamamlayarak Azdavay Kaymakamlığına atanmıştır.

19.06.1989-02.09.1990 tarihleri arasında Kastamonu-Azdavay Kaymakamlığı, 04.09.1990-14.09.1992 tarihleri arasında Muş-Varto Kaymakamlığı, 25.09.1992-14.04.1993 tarihleri arasında Bitlis Vali Yardımcılığı görevlerinde bulunmuş, 14.04.1993-31.05.1993 tarihleri arasında askerlik görevini ifa etmiştir. Askerlik sonrası tekrar Bitlis Vali Yardımcılığına başlamış ve 17.08.1994 tarihine kadar bu görevde bulunmuştur. 31.08.1994-21.08.1998 tarihleri arasında Uşak-Karahallı Kaymakamlığı, 01.09.1998-17.10.2000 tarihleri arasında Kilis Vali Yardımcılığı, 31.10.2000-17.10.2001 tarihleri arasında Van Vali Yardımcılığı, 30.10.2001-28.09.2004 tarihleri  arasında Çanakkale Vali Yardımcılığı görevlerinde bulunduktan sonra 12.10.2004 tarihinde İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliğine atanmış olup, 02.09.2005 tarihine kadar bu görevde bulunmuştur.

02.09.2005-03.10.2005 tarihleri arasında Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü Daire Başkanlığı, 03.10.2005-22.07.2007 tarihleri arasında Personel Genel Müdürlüğü Daire Başkanlığı, 22.07.2007-05.08.2008 tarihleri arasında Personel Genel Müdür Yardımcısı Vekilliği, 05.08.2008-07.09.2009 tarihleri arasında Personel Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulunduktan sonra 29.08.2009 tarih ve 2009/15395 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Tokat Valisi olarak atanmıştır. Evli ve iki çocuk babası olup, İngilizce bilmektedir. 

 
 
           Atatürk ve Tokat
 
 

Bekir Sami Paşa, Rauf Orbay, Ruşen Eşref, Yaverler, M.Vasfi Bey ve Tokatlıların bulunduğu bu fotoğraf, Eski Belediyenin önünde şimdiki Behzat Çarşısının olduğu yerde çekilmiştir.(17 Ekim 1919)


26 Haziran 1919 - Atatürk, 13 Haziran 1919 da Amasya'ya geldiğinde, diğer illere genelgeler göndererek halkı kendi safına çağırıyor, onun eylem ve sözleri İstanbul Hükümetini endişelendiriyordu. Bir yönden Mustafa Kemal Paşanın Ordu Müfettişliğinden azledildiğini telgraflarla illere yayan İstanbul Hükümeti, öte yandan Mustafa Kemal’i tutuklamak üzere, Ali Galip adında birisini gizlice Sivas'a gönderiyordu. Bunun öğrenen Atatürk, 26 Haziran 1919 günü gizlice Tokat'a geldi. Bu olayı Atatürk'ten dinleyelim.(.. Ayın 25 inci günü, Sivas'ta aleyhimde bazı uygunsuz olaylar çıkmaya başladığını öğrendim. 25/26 Haziran gecesi, yaverim Cevat Abbas Bey'i çağırdım ve yarın sabah karanlıkta Amasya'dan güneye hareket edeceğiz, dedim. Bu hareketimin gizli tutularak hazırlanılması için emir verdim.Bir taraftan da 5 inci Tümen Komutanı ve Kurmay heyetimle aramızda gizli olarak şu tedbiri kararlaştırdık: 5 inci Tümen Komutanı, Tümeninin seçme subay ve erlerinden meydana gelen ve mümkün olduğu kadar kuvvetli bir atlı piyade müfrezesini derhal o geceden başlayarak süratle kuracaktı. Ben 26 Haziran sabah, otomobille Tokat'a hareket edecektim.


21 Haziran 1919 - Mustafa Kemal Paşa bir gün evvel Tokat Postanesini kontrol altına aldırmış ve buraya geliş hareketlerinin hiçbir yere bildirilmemesini sağladıktan sonra Tokat Belediye salonunda 25 kişilik aydınlara özetle: "...Hiçbir savunma vasıtasına sahip olmasak dahi, dişimiz, tırnağımızla, zayıf ve dermansız kolumuzla mücadele ederek şeref ve haysiyetimizi, namusumuzu müdafaa etmeyi zaruri görüyorum. Tarih bize, vatan urunda, canını malını esirgemeyen milletlerin asla ölmediklerini, hala yaşadıklarını göstermektedir. Ben hayatımı hiç bir zaman milletimden üstün görmedim ve görmeyeceğim. Her an milletim için şerefimle ölmeğe hazırım."


25 Temmuz 1919 - Erzurum'da Şarki Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin hazırladığı ERZURUM KONGRESİ toplandı. Bu kongreye Tokat' dan Hamamcıoğlu Rifat Bey (Rifat Arkun) katılarak Kongrede "Hukuk-u beşerin, kavaid-i medeniyetin iflası tamını beşerin sahife-i matemine kaydetmek isteyen devletler emin olsunlar ki şerefli bir tarih ve medeniyete, sağlam bir fazilet ve ahlaka, zengin bir şiir ve edebiyata, dini ve milli anane, örf ve vatanı hatıralara malik olan bir milletin mahvolduğunu tarih göstermiyor .Milli ruhların önünde her kuvvet acizdir" dedi.


12 Eylül 1919 - 4 Eylül1919 da Sivas’ta yapılan Kongre' den sonra, Tokatlılar, İstanbul Hükümeti ile bağlarını tamamen kestiler . Meydanda yapılan bir toplantıda Hamamcıoğlu Rifat Bey bir konuşma yaptı. ve sonra Padişaha telgraf çekildi. Burada, “İzzet-i nefsi millimizi cerihadar ettiği cihetle Ferit Paşa kabinesine itimat kalmadığı” bildirildi.

16 Ekim 1919 - Mustafa Kemal Paşa Amasya'ya geçmek üzere Sivas’tan Tokat’a geldiler.

18 Ekim 1919 - Amasya'da yapacakları temaslar için Tokat' a gelen Mustafa Kemal Paşa bir gün devamlı halkla alakalı konular üzerinde görüşmeler yaptı ve Tokat hakkında iyi intibalarla Amasya'ya hareket ettiler.

21 Ekim 1919 - Mustafa Kemal Paşa yanında gazeteciler olduğu halde, Tokat'a geldi. Askerlik şubesi önünde karşılanan paşa, Hamamcıoğlu Rifat Bey'in evinde ağırlandı.

28 Ekim 1919 - Mustafa Kemal Paşa sabahleyin ihtiyat Zabitleri teavün Cemiyeti'ne uğrayıp görüşmelerde bulunduktan sonra Sivas'a hareket etti.

20 Kasım 1919 - Ahmet Fevzi Paşa başkanlığındaki bir heyet Tokat'a geldi.

11 Mart 1920 - 16 Mart 1920’de İstanbul'un İngiliz’ler tarafından işgali ve yapılanları protesto için Tokat' ta büyük gösterilerle mitingler yapıldı.

18 Mart 1920 - İstanbul’un işgali üzerine Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin toparlanması bildirdi ve Tokat' tan meclise seçilenler belli oldu.

29 Ekim 1923 - Cumhuriyetin İlanı

21 Kasım 1931 - Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa saat 14.00 de Sivas'tan Tokat' a geldi ve Belediyeyi ziyaret etti

 
 
               Tokat Haritası
 
 


 
 
 

Asker ve Devlet adamı. Plevne savunmasının ünlü komutanı Osman Paşayı oğlu Hüseyin Abdülkadır Plevne ile yapılan bir konuşmadan tanıyalım "Babamız Gazi Osman Paşa 1832 yılında Tokat'ta doğmuştur. Büyük babamız fakir ve ailesini geçindirmekte güçlük çeken bir kimse olduğundan İstanbul'a gelip yeni iş aramak üzere Beşiktaş'a yerleşmişlerdir. Beşiktaş'ta yaşıyan aile onu Askeri Rüştiye ve İdadisini bitirdikten sonra Harp Okuluna vermişler ve 1852'de sınıfının ikincisi olarak orduya teğmen rütbesiyle katılmış bulunmaktadır. Kırım harbi dolayısıyle Harp Akademesine giremiyerek çeşitli hizmetlerde bulumuş ve yüzbaşı rütbesiyle Erkanı Harbiye dairesine girmiş ve bir sene sonra da kolağası olmuştur. 1859 yılında Anadolu haritasının tanzim görevi kendisine verildiğinden Bursa'ya gönderilmiştir.

Bulunduğu yer ve vazifelerini sırasiyle kısaca açıklayalım. Teselya'da Erkanı Harp Reisliği, Cebel-i Lübnan'da, Girit'te vazife almış, rütbesi miralaylığa yükseltilmiştir. 1867 da Yemen 1. Tümen Alay komutanlığında bulunmuş, genaral olmuştur. Sonra Manastır, Bosna,Hersek ve Erzurum kumandanlığı yapmıştır. 1875-1876 Osmanlı-Sırp harbinde düşman ordusunu bozguna uğratmış ve rütbesi müşir (Mareşal) lığa yükselmiştir. Vidin muhafızı iken Osmanlı-Rus harbi başlamış, Rusların Tuna'yı geçmeleri üzerine Plevne'yi tutma emri almıştır. Yatırdığı toprak istihkamlariyle ve elinde bulunan pek az kuvvetle düşmanın çok büyük kuvvetlerine beş ay karşı koymuş ve teslim tekliflerini daima reddetmiştir.İşte askeri tarihe Plevne müdafaası olarak geçen bu harpte yardım almamak yüzünden son bir huruç hareketine girişmiş düşman kuvvetlerini yarıp çıkarken yaralanarak esir düşmüştür. Muharebe meydanında ağır yaralı halde bulunan Gazi Osman Paşa, Rus Çarı tarafından büyük bir kahraman olarak karşılanmıştır.

Padişah 2. Abdülhamit tarafından evvela Gazi ünvanı verildi, elmaslı bir kılıç hediye edildi. Sonradan Serasker'liğe tayin edilip, yedi yıl bu hizmette kaldı. Daha sonrada Mabeyn Müşirliği'ne getirildi.

5 Nisan 1900 yılında İstanbul Serencebay yokuşundaki konağında hayata gözlerini yumdu. Fatih Sultan Mehmet'in Türbesi bahçesine defnedildi.

Gazi Osman Paşa'nın Tokat'ın girişinde 5.25 m. yüksekliğinde bir anıtı bulunmaktadır
 
 
 

DAĞLAR
Genellikle ırmakların açıldıkları yerlerde ova ve yaylalar yaklaştıkları yerlerde ise Karedenize parelel uzanan sıradağlar şeklinde devam ederler. Doğuya doğru gidildikce dağlar birbirlerine çok yaklaşırlar ve yükseklikleri de artar. Rakımı; 188 m. den 2870 m. ye kadar değişen yükseklikler arasında yer alan dağlar;
- Mamu (1779 m.)
- Yaylacık (1620 m.)
- Deveci (1892 m.)
- Bugali (1945 m.)
- Dumanlı (2200 m.)
- Çamlıbel (2020 m.)
- Akdağ (1900 m.)

OVALAR
Her türlü; tarım yapılabilen bereketli ovalar, ilin dört bir yanına dağılmıştır.
- KAZOVA: Tokat Turhal arasında, yer alan ve Yeşilırmağın suladığı ova 20.000 hektardır.
- OMALA OVASI: Gümenek regülatörüb ile Omala köyü arasında kalan, 3200 hektar genişliğindeki sulak alandır.
- TURHAL OVASI: Turhal ve civarında, Yeşilırmağın geniş kıvrımlar yaparak Amasya istikametinde daralır. Dazya deresi önlerine kadar devam eder. 4500 hektar genişliğindedir.
- NİKSAR OVASI: Kelkit ırmağının Fatlı kesiminde, Mansap istikametinde, talazan köprü boğazına kadar devam eder, 8000 hektar genişliğindedir.
- ERBAA OVASI: Kelkit ırmağının Tepekışla önünüden başlayıp, Kale boğazına kadar devam eder. 6500 hektar genişlindedir.
- ARTOVA OVASI: Günçalı köyü boğazından başlıyarak, çekerek suyunun çamlıbel bucağını takiben, Sulusaray önlerine kadar devam eden büyük bir ovadır. 15.000 hektar genişliğindedir.
- ZİLE OVASI: 2000 hektarlık Maşat ovası, 2000 hektarlık Iğdır ovası ve Yeşlırmak'ın kolu Hotan deresinin iki yanında yer alan, 6000 hektarlık ovalarla birlikte toplam 10.000 hektardır.
Bu ovalarda tahıl, şekerpancarı, tütün başta olmak üzere herçeşt meyva, sebze ve ayçiçeği yetiştirilmektedir.

YAYLALAR
Tokat ilindeki yaylalar, Devlet orman sınırları içerisinde korumaya alınan alanlar içerisinde yer almaktadır.
Bunların başlıcaları, Tokat'ta, Topçam, Batmantaş, Muhat ve Dumanlı yaylaları, Reşadiye'de Seleman, Bozçalı ve Kızılcaören yaylaları ile Niksar'da çamiçi yaylasıdır.

GÖLLER
Zinav Gölü: Reşadiye ilçesinin Yolüstü (Meğedüm) köyüne 3 km. mesafede tatlı sulu bir göldür. Gölü besleyen bir dere vardır. Yüzeyi takribi 1,5. km".dir. Mansap'tan boşalan ayakla Kelkit ırmağına ulaşır. Batak yerleri yoktur. Ortalama derinlik 10-15 m. arasında değişmektedir. Etrafı korunmaya alınmış ormandır. Kızılkanat denilen çok lezzetli balıkları vardır.

Güllüköy Gölü: Reşadiye ilçesinin aynı isimle anılan köyündedir. Büyük bir bgöl olup, yüzeyi 16.5 km".dir. Yan derelerden gelen sızıntı sular ve kış suları ile beslenir. Ortalama derinlik 7 m. dir. Suyu tatlıdır.

AKARSULAR
Tokat ili topraklarını Yeşlırmak ve kolları sulamaktadır.

Tozanlı Kolu: Köse dağının 2801 m. rakımlı batı versanlarından çıkar. Karacan ve Tekeli dağları arasındaki vadilerden geçerken, birçok yan dereleri alarak 365 km. de Almus Baraj gölüne gelir. Daha sonra Dönek ve Mamu dağları arasındaki 12 km. lik boğazdan geçerek Omala ovasına girer. Buradan Kazova'ya açılır. Gümenek regülatöründen Turhal'a kadar birçok yan dereleri alır. (Behzat deresi gibi.) Kazova'dan sonra Turhal ovasına girer. Burada Gülüt ve Hotan yan derelerini alır. Turhal ovasından sonra takriben 30 km. lik bir boğaza girer. Amasya ilinde Gendingen ovasında çekerek kolu ile birleşr. Uzunluğu 468 km. dir.

Kelkit Kolu: Erzincan'ın Kuzeyinde Sipikör, pülür, Otlukbeli, Sarhan ve Balaban dağlarından doğan ufak derelerin, Kelkit kasabası civarında birleşmesi ile meydana gelir. Yusuf Bey köprüsü ile Tokat'a girer. Fatlı köprüsüne kadar dar bir vadide kuzeybatı doğrultusunda akarak, Niksar ovasına girer. Kuzeybatı doğrultusunda akmaya devam edip, Erbaa ovasını katederek bu ovanın kuzeyindeki kale boğazında, Kale köyü güneyinde Yeşlırmakla birleşr. Boğazdan Samsun ıline geçer Uzunluğu 373 km. dir.

Çekerek Kolu: çamlıbel dağlarından doğan Kızık, Dinar, çalı ve Kavak tepelerinden doğan Finize derelerinin çamlıbel bucağı dolaylarında birleşmesi ile meydana gelir. Artova'da güneybatı doğrultusunda akar. Musaköy civarında güneyden gelen Karadere kolunu alır. Sulusaray'dan itibaren, dik yamaçlı dar bir boğaza girip, buralarda Gergümez, Gündelen, ve Akdağmadeni dereleri ile birleşr. Yangı köyünden kuzeye dönüp, çellokışla önünde ısa deresi ile birleşp, Kaleboğazı baraj yeri ve daha sonrada Kazankaya baraj yerine gelir. Buradan sonra vadisi genişler ve Geldigen ovasına açılır. Bekdemir köprüsü civarında çorum'dan gelen çat deresi ile birleşr. Amasya Kayabaşı mevkiinde, Yeşilırmak ile birleşp Karadeniz'e ulaşır. Uzunluğu 276 km.dir.

İKLİM
Tokat ili Karadeniz kıyısı ile ıç Anadolu arasında geçit alanı durumunda olup, bölgede değişk yörelerde değişk iklim tipleri görmekteyiz.Kelkit vadisinde kışlar ılık ve yazlar sıcak geçerken, Reşadiye'nin güneyinde akdeniz bölgesi iklimini andıran bir iklim görülmektedir. Tozanlı vadisinde kışlar ılık, yazlar serin geçerken, çekerek bölümünde, yayla karakteri sert kışlar, serin yazlar görülür. İlde yağmurlar batı rüzgarları ile gelir. Yağmur daha çok baharda yağar. Yaz aylarında, akşam üzerleri kuzeyde, denizden meltem rüzgarları, kışında doğudan soğuk rüzgarlar eser.

BİTKİ ÖRTÜSÜ
Tokat yurdumuzun sayılı orman bölgelerinden biridir. Kuzeyde ve güneyde il topraklarına giren dağların hemen hepsi ormanlıktır. Bölge ormanlarının genişliği iller içinde altıncı gelir.
Tokat'ta narenciye hariç diğer bütün bitki ve ağaçları görmek mümkündür. Erbaa ilçesinde Kozlu, Meydandüzü ve Osmanköy civarında yabani çay, Kale köyü civarıda çatalan ormanları ile Reşadiye ilçesi Kazalapa yakınlarındaki orman serileri içeriside Lübnan sediri ve Erbaa Doğanyurt (Hayati) ve Niksar Kümbetli (Herkümbet) ve merkez arasında kalan alanlarda yabani zeytinlikler ve aynı zamanda bu dolaylarda nar ve incir doğal şekilde yetişmektedir

 
 

Türk Milleti’nin asırlar boyunca meydana getirdiği halıları, kilimleri, cicimleri, zilileri, heybe çuval ve torbaları, hasırları, bakır pirinç ve tunç işleri; güğüm, bakraç, lenger gibi mutfak araçları, kuyumculuğu, tesbihçiliği ve kahve takımları, boncuk işleri, hamam takımları, çanak ve çömlekleri, testileri küpleri vs. yüzyıllar boyu yapıla gelmiş hemen hemen hepsi birer sanat eseri haline gelmiştir. Bunların biçimleri, üzerindeki renkler ve nakışlar, yapılışlarındaki incelik ve zerafet sanat sevenlerin ilgisini çekmekte ve hayran bırakmaktadır. İlimizde halen devam eden el sanatları şunlardır;
1.Yazmacılık
2.Bakırcılık
3.Torak seramikçiliği
4.Dericilik
5.Saraçlık
6.Çarıkçılık
7.Mutaflık
8.Semercilik
9.At arabacılığı
10.Nalıncılık
11.Yayıkçılık
12.Zurnacılık, kaval yapımı
13.Urgancılık
14.Süpürgecilik
15.Sele-sepet örmeciliği
16.İğne oyacılığı
17.Halıcılık
18.Kilim, cicim, peşkir, çarşaf dokumacılığı
19.Hasır dokumacılığı
20.Kumaş dokumacılığı 
                     YAZMACILIK
Orta Anadolu’nun uygarlık yönüyle zengin olan Tokat ilinde, yazmacılığın 600 yıllık bir geçmişi vardır. Yazmacılığın yapıldığı Anadolu kentleri arasında ise Tokat’ın ayrı bir yeri vardır. Yazmacılık geçmişte türünün en güzel örneklerini Tokat’ta vermiştir. Evliya Çelebi Tokat yazmaları için “Beyaz pembe bezi Diyar-ı Lahor’da yapılmaz. Güya altın gibi mücelladır. Kalemkar basma yüzü, münakkaş perdeleri gayet memduh olur” der ve övgüyle söz eder. Türk El Sanatları içinde çit, yemeni, çevre, çember deyimleri ile tanıdığımız yazma yıllar boyunca kadınlarımızın baş örtüsü olmuştur. Türkülere ve manilere konu olan yazma, bir Almus türküsünde sarı rengi ile dikkat çekerken, bir maninin sözlerinde desen ve çiçekleri ile dile gelir.

Başındaki yazmayı da
Sarıya mı boyadın?
Neden sarardın soldun da
Sevdaya mı uğradın?
Başındaki yazmanın
Çiçekleri solmaz mı ?
Kız açsana yüzünü
Biraz görsem olmaz mı?

Anadolu’nun yemyeşil, şirin bir ili olan Tokat’ta “Karakalem” ve “Elvan” olmak üzere iki tip yazma basılmaktadır. Desen ve kompozisyon yönünden doğal bir görünüş hakim olan Tokat yazmalarında doğadaki motifler özelliklerinden hiçbir şey kaybetmeden, stilize edilerek kalıp üzerine aktarılmıştır. Tokat’ın karakteristik motifleri, tüm özellikleri ile birlikte yazmalara yansıtılmış, doğadan alınan bitkisel motifler, çiçek ve meyve motifleri kalıp ustasınca başarılı bir kompozisyon içinde kumaş üzerine aktarılmıştır. Meyve çeşidi bol olan Tokat’ın bu özelliği yazma desenlerine konu olmuş, elması, üzümü, kirazı ve çiçekleri motifler halinde yer alarak desenlere kaynaklık etmiştir.

Desenler, ağaç kalıplara kalıp ustasınca bir nakış gibi işlenerek aktarılır. Kalıp oymacılığı sabır ve el becerisi ister. Herkes yazmacı olur ama, kalıp ustası olamaz. En güzel kalıplar ise ıhlamur ağacından oyulur.

Anadolu’da yazmacılığın merkezi konumunda olan Tokat’ta üretilen yazmalardaki renk uyumu gerçekten mükemmeldir. Tokat yazmalarında çoğunlukla kırmızının koyu tonları, bordo, patlıcan moru gibi koyu renkler hakimdir. Tokat yazmaları çok renklidir. Sağlam bir renk armonisi vardır. Tokat’ta bugün çok değişik yazma deseni basılmaktadır. Tokat’a özgü desenlerin yanı sıra değişik yörelere ait motiflerle de çalışılmaktadır. Tokat’a özgü yazma desenleri şunlardır.

1.Tokat içi dolusu
2.Tokat beşlisi
3.Tokat üzümlüsü
4.Tokat elmalısı
5.Tokat yarım elmalısı
6.Tokat kirazlısı
7.Tokat içi boş (Kayseri kenar)
8.Purket (plaka)
9.Kaşık sapı
10.Kaynana yumruğu
11.Asma yaprağı
12.Ev işi yazma
13.Trabzon kenar


40 yıl öncesine kadar beş büyük handa; 1. Horozlu Hanı, 2.Hacı Musaoğlu Hanı, 3.Askerler Hanı, 4.Beypazarı Hanı, 5. Gazioğlu Hanında yürütülen yazmacılık bugün yalnızca bir handa (Gazioğlu Hanında) yapılmaktadır. İki asır kadar önce bir kervansaray olarak yapılan Gazioğlu Hanı, ortasında kuyusu olan büyük dikdörtgen biçimli avlusu ve üst kattaki sıra sıra odaları ile eski zamanlarınkinden farklı değildir bugün... Atölyelerde renk renk tülbentler değişik kalıplarla basılırken, biriken yazmalar tavandaki cereklere asılır. Yazmalar, avludaki havuzlarda ve üst kattan avluya uzanan cereklerde bir renk cümbüşü gibi uzanır. Halen Yazmacılar Hanında da yazmacılığa devam eden yazmacılar mevcut olup, büyük bir çoğunluğu Tokat sanayi sitesinin yanında yeni yapılan Yazmacılar Sitesinde faaliyetlerini sürdürmektedirler.

Yazma artık; elbise, etek, bluz, fular, sabahlık, gecelik, tayyör gibi çeşitleriyle hanımların gardıroplarına da girmiştir. Bugün yazmaların çeşitli özelliklere sahip motifleri, günün anlayışına uygun olarak çeşitli yerlerde kullanılmaktadır. Modacılarımızın ve bazı şehirlerde kurulu özel atölyelerin yazma motifleriyle yarattıkları giysiler iç ve dış piyasada çok tutulmakta, bu da yazma sanatının önemini ifade etmektedir.

                   YAZMA

Bu yazma anamdan kalmış kızım
Babam almış Tokat’tan
İlk aylarda evliliğin.
Seferberlik kopunca giyim kuşam kimin aklında
Basılı kalmış sandıkta kurtuluşa kadar
Sonra oyalar işlemiş kenarına
Yurdumun güzelliklerini iğnenin ucuna dökmüş
Alın terini koymuş babamın
Anılarını koymuş acı tatlı
Yedi çocuk
Yedi umut olmuş ipliklerin ucunda
Tarih olmuş allı yazma
Bu yazma seferberlikten kalma kızım
Bir ucu kara günlerinde gömülü kalmış yurdumun
Öte ucu aydınlık
Emin ol
Senin elinde daha güzel
Daha anlamlı
Bu güzel gününde Cumhuriyet’in.

                   EL DOKUMACILIĞI

El sanatları insanlarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ortaya çıkmış, yaşayış özellikleri ve iklim şartlarına göre gelişmeler göstererek kültürümüzün özelliklerini yansıtmaktadır

Halen ilimizde özellikle Başçiftlik ve Almus-Muhat beldesinde halı dokumacılığı, Merkez-Günevi köyünde el dokuması (peşkir, çarşaf, elbiselik kumaş), kırsal kesimdeki köylerimizde kilim, cecim, sumak, hasır dokumacılığının yanı sıra özellikle Kızık köyünde dokunan Kızık kilimleri, Reşadiye yöremizde alaca çorap örücülüğü, heybe dokumacılığı ve Nebi köyündeki folklorik giysiler yöremize güzel bir zenginlik kaynağı oluşturmaktadır.

                    BAKIRCILIK

Tokat’ta bakır işleme sanatı Osmanlı Dönemi’nde bir hayli gelişmiş olup, bu konuda adından söz ettiren önemli merkezlerden biri olmuştur. Ergani’den getirilen ham bakırlar, şimdiki yetiştirme yurdu’nun bulunduğu alandaki < Kalhane> de işlenmekte, Sulusokaktaki esnafın marifetli ellerinde herbiri birer sanat eseri olarak vücut bulmaktadır.

Bakırcılık sanatı son zamanlarda önemini kaybetmesine rağmen ilimizde işlenen bakırın kalitesi ve şekil bakımından estetik ve zengin çeşitliliği nedeniyle Anadolu şehirleri içerisinde ayrıcalıklı yeri vardır.

Halen ilimizde dövme tekniği ile yapılmakta olan mutfak eşyası ve hediyelik eşya (leğen, ibrik, kazan, tava, tas, sini, vb.) olarak üretilmektedir. Ancak, geçmişteki kullanım yoğunluğunun yerini plastik, alüminyum ve çelik malzemeye bırakmıştır.
 
 
 
 

Şükrü Ayalan (AKP)
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Tokat Milletvekili Dr. Şükrü Ayalan; 1963 yılında Tokat'ta doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Psikiyatri Uzmanı Dr. Ayalan, eğitimini Avusturya Viyana Üniversitesi'nde psikiyatri uzmanlık eğitimi alarak tamamladı. Ayalan, evli ve 4 çocuk babası.

Zeyid Arslan (AKP)
AK Parti Tokat Milletvekili Zeyid Aslan, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Aslan, evli ve 1 çocuk babası.

Osman Demir (AKP)
AK Parti Tokat Milletvekili Osman Demir, 07.04.1962 Reşadiye / TOKAT doğumlu. Baba adı- Mehmet, Anne adı- Elveda, İstanbul Ünv. İktisat (doktora), Evli 3 çocuk babası.

Hüseyin Gülsün (AKP)
AK Parti Tokat Milletvekili Hüseyin Gülsün, 05.03.1957 Zile/TOKAT doğumlu. Baba adı- Salih, Anne Adı- Fadik, Teknik Eğitim Fakültesi Mezunu, Evli 4 Çocuk Babası.

Dile Yüksel (AKP)
AK Parti Tokat Milletvekili Dilek Yüksel, 26.05.1977 Niksar-TOKAT doğumlu. Baba-İbrahim, Anne adı-Nermin, Gazi Ünv. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, idareci, Evli 1 çocuk annesi.

Orhan Ziya Diren (CHP)
CHP Tokat Milletvekili Orhan Ziya Diren, 1947 yılında Tokat'ta doğdu. 1968 yılında yüksek öğrenim görmek üzere Fransa'ya giden Diren, Dijon Üniversitesi Fen Fakültesi'nde Oenoloji (bağcılık mühendisliği) eğitimi gördü. Diren, evli ve 1 çocuk babası.

Reşat Doğru (MHP)
MHP Tokat Milletvekili Dr. Reşat Doğru, Erbaa ilçesinde 1955 yılında dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun oldu, Doğru evli ve 2 çocuk babası.
 
 
 

Tokat ilinin idari merkezidir. Şehir merkezi nüfusu 1927'de 52.000 olan nüfusu 1990'da 103.058'e, 2000'de 113.100'e, 2007'de 197.988'e çıkmıştır. Ayrıca Tokat'ın Belediye Başkanı Adnan Çiçek, Valisi ise Dr. Recai Akyel'dir.

Tokat'ın Antik Bizans dönemindeki en eski adı Komano'dur. Daha sonra Evdoksia ve Dokia adlarıyla anılan şehir Arapların idaresine geçinde Dokat adıyla bilinir olmuş ve İran, Selçuk, Moğol ve Yıldırım Bayezid'ın hakimiyeti altına girdikçe Kah-Cun, Dâr'ün-Nusret, Somaru, Dâr'ün-Nasr adlarını almış ve en son Osmanlı idaresinde Tokat adını almıştır.

Bir rivayete görede şehrin içinde bulunan kaleye devrin Selçuklu hükümdarının göndermiş olduğu gözlemci kaledeki nöbetçi askerler tarafından etrafı kuşatılır. Selçuklu askeri bu askerleri birer tokatla bayıltır bunu gören kale komutanı Türk'ün silahsız hali buysa silahlı hali nasıl olur diyerek endişe duyar ve o askere kan dökülmeden teslim olmayı komutanına iletmesini söyler ve o askerin bu başarısından dolayı şehre Tokat ismi verilir.

Tokat sahip olduğu doğal kaynakları ve konumu itibariyle tarih boyunca çeşitli imparatorluk, devlet ve beyliklerin iktidar mücadelesinin ortasında yer almış bir ilimizdir. Zengin tarihi birikimi bugün dahi il sınırları içinde geçmişe ait çeşitli kalıntılarla varlığını belli etmektedir.
 
 
 
 

Almus Orta Karadeniz Bölgesinde Tokat İline bağlı 36 km mesafede bir ilçe olup, doğusunda Reşadiye İlçesi ve Sivas İli Hafik İlçesi, batısında Tokat İli kuzeyinde Niksar İlçesi, güneyinde Sivas İli bulunmaktadır. Başlangıçta köy ve nahiye iken idari taksimatta bucak merkezi olmuş, 1 Mart 1954'te ilçe olmuştur.

Almus ilçesi ceviz büyüklüğündeki vişnesi ile ünlüdür. Yakın zamana kadar yaklaşık 30 yıllık bir geçmişi bulunan "Almus vişne festivali" yapılırdı. (İlk festival dönem kaymakamı Duran Duman'nın talimatı ile başlamıştır). İlçenin sosyoekonomik yaşamında ve tanıtımında önemli bir yer tutan bu festival son bir kaç yıldır yapılmamaktadır.
 
 
 
 

Tokat İli dahilindeki Turizme en uygun bölge Almus İlçesi'dir. İlçenin hemen yanıbaşındaki Baraj gölü geniş yüzölçümü ve kıyılarını çevreleyen Çam, gürgen ve meşe ormanları ile bir tabiat harikasıdır. İlçede konaklama tesisleri bulunmaktadır. Almus Baraj Gölü kıyıları çadırlı kamp yapmaya da uygundur. Gölde doğal olarak yetişen sazan türleri ve yayın gibi balıklar yanında, çiftliklerde yetiştirilen alabalık temin etme imkânıda mevcuttur. Göl amatör olta balıkçılığına açık olup, amatör balıkçılardan herhangi bir ücret alınmamaktadır. Göl sürat motoru ve su kayağı gibi çeşitli su sporları içinde uygun bir ortam oluşturmaktadır.

Almus ilçesi Yayla ve dağcılık turizmi içinde çok uygun doğal şartlara sahiptir. Özellikle ilkbahar ve yaz mevsiminde ilçeyi çevreleyen yayla ve dağlarda el değmemiş bakir bir doğayı yaşama imkânı bulabilirsiniz. Piknik ve mangal için çok uygun açık alanlarda tamamen doğal beslenme ile yetiştirilmiş kuzu ve dana etlerinden tadabilirsiniz. Dilerseniz gölün hiçbir sanayi artığı bulunmayan sularında yetişen balıklardan ızgara yapabilirsiniz.

Almus mahalli idarelerince, yakın bir gelecekte gölde ulaşım ve turizm hizmetlerine yönelik olarak restaurantlı feribot seferleri başlatılması planlanmaktadır.

 
            

Kuzey Yarım Küresinde, Enlemi: 40 derece, 22 dakika, Boylamı: 36 derece 55 dakikadır. Yüzölçümü 750 km² olup, 832 rakımlıdır. Almus‘un iklimi Karadeniz in tesiri altında kalan sahalarla Orta Anadolu‘nun kara iklimi yanında geçiş teşkil eder. Yağış genellikle aylara dağılmıştır. Ortalama olarak yağış 5442 mm'dir. Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs aylarında maksimum dereceye yükselir. En az yağış düşen aylar Temmuz ve Ağustos’dur. Baraj yeri İlçenin en verimli arazileri üzerinde bulunmaktadır. Vadinin aşağı kısımlarına doğru kaya mütecanis massif ve ince taneli andezidik lavlardan müteşekkildir. Bu andezitler genellikle kütle halinde olup, üst kısımlarına doğru iyice tabakalaşmış, lav akıntıları breş, konglemera ve tüfleri ihtiva etmektedir. Almus Baraj Gölünde su tutulmayı Ekim 1966 da başlanmış olup yüzölçümü 3130 ha'dır
          
 
 

Malazgirt zaferi ile Anadolu kapılarının Türklere açılması üzerine 1072 yılında Sultan Melikşah’ın kumandanlarından Emir Artuk Anadolunun büyük bir bölümünü fethetti.Emir Danişmend de Kızılırmak deltaları ile Kelkit ve Malatya civarı ve Yeşilırmak deltasını alarak beyliğini genişletti bu zaman zarfında Kâfirnî Nahiyesi yani Almus(Emlus) Danişmendliler hakimiyetinde kaldı.Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan’ın beylikleri ortadan kaldırarak siyasi birliği sağlamasıyla Selçukluların hakimiyetine giren Tokat ve yöresi 1243 yılında Moğollarla yapılan Kösedağ Savaşının kaybedilmesi ile  Anadoluda iktidar boşluğu meydana geldi.1318 yılında Selçuklu Devletinin  yıkılması ile beylikler devri başlamış oldu.Bu dönemde Emir Eretna siyasi ve askeri bir güç olarak ortaya çıkarak orta Anadoluya ve Kafirni bölgesine bir müddet hakim oldu ve 1381 yılında bu bölgede hükümdarlığını ilan etti.Amasya, Tokat, Sivas ve Çorum 1398’de Kadı Burhaneddin’in ölümü ile meydana gelen karışıklıklardan faydalanılarak Yıldırım Bayazıt tarafından Osmanlı topraklarına katıldı.1398 yılındaki bu tarihi olayı göz önüne alarak Kâfirnî Nahiyesi merkezi olan Almus’un (Emlus) Osmanlı hakimiyeti altındaki dönemi de başlamış oldu.Selçuklu ve Beylikler dönemine ait bilgi ve belge bulunamasa da Osmanlı İmparatorluğu dönemine ait Almus ile alakalı bir çok belgeye rastlamak mümkundür.Bu belgelerin tarihini Hicri 859 Miladi 1452 yılına kadar indirmek mümkündür.Osmanlı Arşivlerinde Tapu Tahrir defterleri üzerinde yapılan çalışmalar neticesinde tespit edilen bilgilere göre Emlus Karyesi Kafirni Nahiyesi merkezi olup bu nahiyenin hudutları hali hazırdaki hudutlarından daha da büyüktür.1452 yılınına ait olan ve Osmanlı Arşivlerinde Tapu Tahrir Defterleri serisinde 2 numara ile numaralandırılmış olan  tapu tahrir defterine göre Almus’un mâlikâne gelirlerinin yarısı Mehmed Bey evladına ve diğer yarısı da Muzaffer Çelebi evladına aittir.Divani gelirleri ise Pîr Ahmed Bey’e aittir.Bu tapu tahrir defterine göre Müslüman ve vergiye tabi olan hane sayısı 38 ve 4 nüfusta eşkinciyan ve 2 nüfusta sipahiyan vardır.Yine bu defterde belirtildiği üzere 65 hanede vergiye tabii gayr-i müslim hane mevcuttur.Bu gayr-i müslim haneler ya Rum ya da genellikle Ermeni asıllıdırlar.Bu verilerden yola çıkarak Almus’un o dönemdeki nüfusunu 400-450 rakamları arasında hesaplamak mümkündür.Yine aynı defterde Emlus’a(Almus) bağlı köylerin vergiye tabi nüfusları da yazılmıştır.Kâfirni Nahiyesine merbut köy sayısı 42 adet olarak yazılmıştır.Ayrıca 4 adet mezra ve 2 adet çiftlik kaydedilmiştir.Mezkur defterde zikredilen köylerin bir kısmı halen mevcut olduğu gibi bir kısmı da ya isim değişikliğine uğramış ya  da ortadan kalkmıştır.Kafirni Nahiyesinin 1452 yılında Almus’tan sonra ki en büyük köyleri Muhad,Firedökse ve Zuğru köyleridir.Yine aynı defter serilerinden olan ve Osmanlı arşivlerinde 79 numara ile numaralandırılmış ve 1519 yılına ait tapu defterinde ise Almus vergiye tabii 57 müslüman ve 57 gayr-i Müslim hane olarak yazılmıştır.Buna göre bu tarihlerde Almusun nüfusu ise 550-600 civarındadır.Osmanlı Arşivlerinde Tokat bölgesini ve  Kâfirnî Nahiyesini konu alan 1452-1670 yılları arasını kapsayan 10 adet tapu tahrir defteri mevcuttur.Bunun yanı sıra  1155-1326 yılları arasını kapsayan 36 adet Sivas Ahkâm Defterleri ve hicri 1260-1261 miladi 1844-1845 yıllarında hazırlanan temettuat defterlerinden de bölge ile alakalı geniş bilgi edinmek mümkündür. Almus’la alakalı olan ve 14698 numara ile arşivde kayıtlı olan temettuat defterine göre Almus-ı Kebir Karyesi 127 hanedir.Almuslu olup başka yerlerde iskan aden hane sayısı ise 29 olarak verilmiştir.Bu defterlerde her hanenin ne kadar arazisi var ne kadarı mezru ne kadarı gayr-i mezru kaç ineği kaç keçisi kaç öküzü kaç eşeği yani bir hanede ne varsa hemen hemen hepsi bu defterlere kaydedilmiş ve değerleri üzerinden vergileri hesaplanmıştır.Bu defterlerdeki kayıtlara fazla itibar etmekte pek doğru olmasa gerek zira bu rakamlar gerçeği yansıtmamaktadır.Bilhassa hayvanlar sayım zamanları sahipleri tarafından vergiden kurtulmak için dağa kaldırılmışlar tarlalar daha az miktar olarak yazılmıştır ama yinede o yıllar hakkında genel bilgiler elde etmek mümkündür.Bu defterde Almus’un ekilen arazisi 2200 dönüm ekilemeyen arazisi ise yaklaşık olarak 1700 dönümdür.Ekilemeyen arazi ya gerekli insan gücünün bulunamamasından ya da tarlayı sürecek öküz olmamasından kaynaklanmaktadır.Ayrıca bu defterde caminin imamlık vazifesini ifa eden kişinin geçimi için vakfedilmiş 20 dönüm araziden bahsedilmektedir. Almus’ta genellikle buğday arpa ekilmekte ve bostancılık yapılmaktadır.Kimi aileler arıcılık işi ile uğraşmaktadır.En çok ekilen şey ise keten bitkisidir.Aynı defterde isimleri geçen aileler ise aşağıya çıkarılmıştır.Yine bu deftere göre 1844 yılında Almusun merkez nüfusu yaklaşık olarak 508’dir.

Şeyhoğullları, Kurdoğulları, İmamoğulları, Hezeneoğulları, Çavuşoğullları, Yarahmedoğlu, Anuşoğlu, Kapucuoğlu, Kürtoğlu, Baklacıoğlu, Çelebioğlu, Emiroğlu,  Delikadiroğlu, Yahyaoğulları,Seferoğlu, Çapkunoğlu,Civelekoğulları, Samsunluoğullları,Çankırılıoğlu,Baydanoğulları,Karakaşoğullları, Hatipoğulları, Perdecioğlu,Sipahioğlu, Dervişoğlu, Bayazıtoğlu, Acemoğlu, Demürcüoğullları,A bdioğullları, Lülükoğulları, Müridoğulları, Çobanoğulları,Y ıldızoğullları ve Kethüdaoğullları.

Sultan Abdulhamitin tahta çıkışından sonra eğitim faaliyetlerinde büyük gelişme kaydedilmiştir.Bütün ülke genelinde bir eğitim seferberliği ilan edilmiştir.Bu seferberlikten Almus’ta nasibini almıştır ve ilk defa bir mekteb-i ibtidai yani ilkokul açılmıştır.Almus eşrafından İmamzâde Hacı Ali Efendi (Hacı Ağa) ve Abdurrahman Efendilerin 1902 yılında  yaptırmış oldukları 27 odalı kagir binada eğitime başlamıştır.Bu hayırseverliklerinden dolayı Hacı Ali Efendi ve Abdurrahman Efendilere çeşitli rütbelerden Mecidiye Nişanı verilmesi için Sivas Vilayetinden birçok kereler İstanbul’a  tezkire gönderilmesine rağmen mezkur nişanların bu hayırhah insanlara verilip verilmediğini bilemiyoruz.

387 Numaralı ve 1530 tarihli Tapu Tahrir Defterine göre Kafirni (Almus) Nahiyesi:Kura:54, Mezra:11, Çiftlik:11, Muaf:9, Hane:805, Müslim:702, Gebr:103, El-müsellemiye:86, Hasıl:5498, Yukarıdaki rakamlardan da anlaşılacağı üzere Almus 54 köyü havi olup  Müslim ve gayr-i Müslim nüfus olarak tahminen 16.500 kişiden oluşmaktadır.

Yukarıdaki köy isimlerine bakıldığında halen mevcut olan birçok köyün burada bulunmadığını göreceksiniz bunun nedeni o köylerin o zaman mevcut olmadığını göstermez, zira idari yapılanmalar, bazen devletin ihtiyaç hissetmesinden bazen de yöre halkının talepleri doğrultusunda değiştiğinden (bu bugün de böyle olmaktadır) mevcut olmayan köyler farklı bir yere bağlanmış olabilirler.Örnek olarak firedökse beldesinin kevahlık Köyünün, gevrek ve Mamunun  bu listede bulunmaması o zaman Komanat(Gümenek) Nahiyesine bağlı olmasından kaynaklanmaktadır.Yine bu tarihlerde Tozanlı bölgesindeki birçok köyde Tozanlı Nahiyesine bağlıdır.

Almus ve tevabii hakkında daha geniş araştırmalar yapmak gereği vardır bu araştırmalar Osmanlı arşivlerinde ve diğer yazılı kaynakların taranması şeklinde yapılabilir.Bu iş de zaman ve belli bir külfeti gerektirmektedir. Umarım güzide Almus’umuzdan iyi bir tarihçi çıkar ve bu boşluğu doldurur.Ayrıca bu konuda Gaziosmanpaşa Üniversitesindeki seçkin tarihçilerimizden Ali Bey ve Mehmet Beylerden  istifade edilebilir.
Almus, Osmanlı İmparatorluğu döneminden önce de yerleşim merkezi olarak kullanılmıştır.İlk yerleşim yeri Tufantepe etekleridir.Bölgenin Türkler tarafından fethinden sonra gayr-i müslimler yine aynı mıntıkada kalmışlar Müslüman ahali ise şu anda eski Almus dediğimiz bölgede iskan etmişlerdir.Yüzyıllar boyu hep nahiye merkezi olarak kalan Almus Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde yeniden Tokat’a bağlı köy statüsüne getirilmiş ve nihayet 1954 yılında kaza merkezi olmuştur.Bu tarihten sonra gelişimini az da olsa sürdüren Almus turizm potansiyelini kullanmak suretiyle bu gelişmeyi daha ileri seviyelere taşıyacaktır.
  Tokat Oyunları - Tozanlı Yaylaları        
   Tokat Oyunları - Tokat Sarması          
  Tokat Türküleri  Arabam Altmış Model          
  Tokat Türküleri - Tokat Eli          
   Tokat Türküleri - Abum Abum          
   Tokat Türküleri - Oy Nereye          
   Tokat Oyunları  Eminem          
   Tokat Oyunları Cıngıllım          
   Tokat Oyunları - Ellik Oyunu          
   Tokat Türküleri - Başındaki Yazmayıda Sarıya Mı Boyadın          
   Tokat Türküleri - Karınca          
   Tokat Türküleri - Kalenin Bedenleri          
   Tokat Türküleri - Hey Onbeşli Onbeşli          
   Tokat Türküleri - Deyme Benim Gamlı Yaslı Gönlüme          
   Tokat Türküleri - Bülbül Ne Ötersin          
   Tokat Türküleri - Tokat Bir Bağ İçinde          
   Tokat Türküleri - Akkuşun Gürgenleri          
   Tokat Türküleri - Keltepenin Taşlar          
     

 
  Kör Çıban (Tokat Türküsü)        
   Tokat Ellik Türküsü          
   Deli Şükrü Türküsü          
  Ahh İstanbul Beni Ne Hale Koydun           
  Abum Abum         
   Evleri İki Katlı          
   Değmen Benim Gamli Yasli Gönlüme          
  Yüce Dağ Başında Bir Ulu Pınar           
   Gönül Arzuluyor Tokat İlini          
   Burçak Tarlası (Sabahtan Kalktım ki Ezen Sesi Var)          
   Oy Tombulum Tombulum          
   Tokat'a Gidemiyom Yarim Sana Fistan Alayım          
   Başındaki Yazmayıda Sarıya Mı Boyadın          
  Hey Onbeşli Onbeşli          
Tokatlı Türkücüler ve Şarkıcılar:
- İzel
- Mihrican Bahar
- Kıvırcık Ali
- Songul Karlı
- Seyhan Güler
- Kemancı Hüseyin
- Akkuşlu Metin
- Deniz Gül
- Çakır Usta
- Gamze
- Özgür Bacı
- Nilüfer Sarıtaş
- Sevda Gül
- Rıza Dalga
- Damla Yıldırım
- Murat Akkaya
- Kemancı Hüseyin
- Muzaffer Sarısözen
- Ali Yıldız
- Şükrü Aydın
- Aynur Haşhaş
- Aşık Nuri Yücel
- Davut Şahin
- Zileli Sadık Doğanay,
- Aşık Veli Aydın
- Tokatlı Aşık Nuri
- Püryani Baba
- Selahattin çınar
- Kemancı Şahin
- Salim İhtiyar
- Bektaş Yılmaz
- Temel Kaya
- Hubuyarlı Aşık Aşık Alican
- İrfan Güneş
- Servet Şahin
- Yeliz
- Veysel Aksoy
- Şükrü Aydın
- Zafer Gül
- Çetin Han
- Cincifeli Kadir Eker
- Engin Günaydın

 
 
 

Tokat, 1040 kişinin katılımı ile yörenin halk oyunlarından 'Ellik Halayı' ile Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi.





Tokat'ın dünyaya tanıtılması amacıyla düzenlenen rekor denemesi Cumhuriyet Meydanı'nda yapıldı. Çevre il ve ilçeler ile yurt dışından vatandaşların katılımı ile ellik oyunu kayıtların yapılması ile başladı. Alanı dolduran vatandaşların hep birlikte müzik eşliğinde ellik oyunu oynadı. 7 bin kişi ile İsrail'in rekorunun kırılmasının planladığı uluslararası rekor denemesinin kategorisi değiştirildi. İlk defa 'Ellik Halayı' başvurusunun yapıldığı rekor, bin 40 kişinin katılımı ile kırıldı. İngiltere'den Tokat'a gelen Guinness Rekorlar Kitabı Records Manager Jenny Karampolkı, rekoru tescilleyerek sertifika verdi. Jenny Karampolkı, yerel bölgelerden herkesin katılımı ile düzenlenen ellik oyunun ilk kez bu kategoride olması nedeniyle bin kişinin katılımı ile kırıldığını kaydetti. Tokat Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Zekeriya Yılmaz ise ellik oyununu Guinness Rekortlar kitabına yazdırmanın gururunu yaşadıkların söyledi. Yılmaz, organizasyonda yaşanan bazı sorunlar nedeni ile 3 defa yer değiştirmek zorunda kaldıklarını Tokat için bu tür organizasyonları yapmaya devam edeceklerini söyledi.

Ellik Oyunu, Tokat'ta Almus ve Reşadiye ilçelerinin köylerinde sözlü ve davul-zurna eşliğinde oynanan ellik oyunu kadın ve erkeklerin katılımı ile oynanıyor. Oyunda, müzikle birlikte ritim tutarak halka oluşturuluyor, orakla ekin biçme hareketleri yapılarak el çırpılıyor.

Rekor Videosu İzleyin:
http://video.turk.net/video/izle/20641/--Ellik-Halayi---Guinness-Rekorlar-Kitabi-nda---TOKAT  
 
 
 

Hey Onbeşli Onbeşli, Bu türküyü hatırladınız mı?

Hey onbeşli onbeşli!
Hey o­nbeşli o­nbeşli
Tokat yolları taşlı
Onbeşliler gidiyor
Kızların gözü yaşlı
Aslan yârim kız senin adın Hediye
Ben dolandım sen de dolan gel beriye
Fistan aldım endazesi o­nyediye

Bu türküyü hatırladınız değil mi? Peki bu "Hey Onbeşli Onbeşli" türküsünün hazin hikâyesini biliyor musunuz? İşte size o­nbeşli türküsünün hikayesi:

Çanakkale Cephesi, sanki bir ölüm değirmeni gibiydi; tükettiği insanlar haddi hesabı aşmasına ve İngiliz generali Aspinall-Oglander"in "Gelibolu"daki kanlı muharebeler, Türk ordusunun çiçeğini bitirmiştir," tespitinde ifadesini bulan -gerçekten de İngilizler şehit olan gençlerimizi, "çiçeğin tomurcuğu" ve "vakti gelmeden solan gül goncası"na benzetiyorlardı- koskoca bir eğitimli genç nesli yutmasına rağmen bir türlü doymak bilmiyordu.

O kadar ki cephede meydana gelen boşlukları doldurmak için, diğer cephelerden asker getirilemediğinden, en yakın çevreden başlayarak, 15 yaşın üstündeki eli silah tutan bütün gençlerin dahi, gönüllü olup olmadığına bakılmaksızın, Çanakkale"ye sevk edilmeleri alışılmış normal bir hadise haline gelmişti.

O günler, köyde, kasabada erkeğin kalmadığı, gücü kuvveti ve boyu posu yerinde olan herkesin asker olduğu ya da asker olmak zorunda kaldığı kara günlerdi.

Birinci Dünya Savaşı"nda, Osmanlı ordusunda insan kaybı öyle bir noktaya varmıştı ki Harbiye Nezareti, harp bütün hızıyla sürerken askerleri birkaç günlüğüne de olsa memleket iznine göndermeye gayret etmişti.

Çünkü harpte gün geçtikçe daha da artan kayıplar, nüfusun tükenmekte olduğu korkusunu doğurmuş ve savaşan askerler memleketlerine nüfusu çoğaltmak üzere gönderilmişlerdi.

Çanakkale Savaşı sırasında, İtilaf Devletlerinin Nisan 1915"ten itibaren kara çıkartmasına başlamalarıyla birlikte cephede takviye kuvvetlere ihtiyaç hâsıl olunca Sultan V. Mehmed Reşad 14 Mayıs 1331"de (27 Mayıs 1915) bir irade (emir) yayınlayarak, yukarıda sözünü ettiğimiz Askeri Mükellefiyet Kanunu"nda değişiklik yapmak ve lise talebelerini de cepheye çağırmak zorunda kalmıştı.

Sultan Reşad, yayınladığı iradede, Mükellefiyet Kanunu"nun 42. Maddesine ek olarak hazırlanan "kâtib-i sultaniye 10. sınıf müdaviminine mütedair (devam edenlere dair)" başlıklı fıkra hakkında şöyle geçici bir düzenleme yapma yoluna gitmişti:

"Madde 1: Mükellefiyet-i Askeriye Kanun-u Muvakkatinin(geçici kanununun) 42. Maddesindeki fıkra atiye (geleceğe) tezyil (ertelenmiş) olunmuştur. Muayene-i intihaiye esnasında (muayene sonucunda) mekatib-i sultaniyenin (sultani mekteplerinin) o­nuncu sınıflarında bulunanlar da hizmet-i makzura (zikri edilen hizmet) hakkına nail olacaktır."


Sultan V. Mehmed Reşad"ın iradesinden sonra Harbiye Nezareti de bir tebliğ yayınlayarak, 1314 (1896) doğumluların (yani 19 yaşındakilerin) henüz askerlik hizmetine çağrılmamışları ile 1315 (1897) doğumluların, bedenleri gelişmiş, harbe elverişli ve silah kullanmaya kabiliyetli olanlarından müsait bulunanların da kıtalara teslim olmalarını istemişti.

Padişahın ve Harbiye Nezaretinin bu çağrısı üzerine, Balıkesir, Bursa, Kütahya, Manisa, Adapazarı, İzmir, Aydın, Muğla ve Konya"nın, tahsilleri ve hayatlarının henüz başındaki bu yeni yetme gençleri, vatanın kendilerinden beklediği yüce vazifeyi hakkıyla ifa etmek azim ve inancıyla silâhaltına koşacaklardı.

Ekseriyeti 15 ila 19 yaşında olan bu genç bahadırların cepheye katılımları anısına Anadolu"da yakılan meşhur "Hey o­nbeşli o­nbeşli" adlı türküde de söz konusu durum çok acı ve dramatik bir dille anlatılmıştır. Burada sözü edilen "15"liler" 1315 doğumlulardır.

Yani 1 Haziran 1897 ile 22 Mayıs 1898 arasında doğan ve tam 18 yaşını doldurmuş olan gençlerdi. Türküde, bu 1315"li gençlerden şöyle bahsediliyordu:

Hey o­nbeşli o­nbeşli
Tokat yolları taşlı
Onbeşliler gidiyor
Kızların gözü yaşlı
Aslan yârim kız senin adın Hediye
Ben dolandım sen de dolan gel beriye
Fistan aldım endazesi o­nyediye
Gidiyom gidemiyom
Az doldur içemiyom
Sevdiğim pek gönüllü
Koyup da gidemiyom

 
TOKAT REŞADİYELİ EMRE ORUÇ 60
 



AskanProduktion.TOKAT REŞADİYELİ
TOKAT REŞADİYELİ EMRE ORUÇ 60
 

DUYURU PANOSU

-----Yildirim-----

YILDIRIMIN HAZIRLAYIP SUNDUĞU YILDIRIMLA TÜRKÜ KERVANI HER CUMA AKŞAMI EKİN TV DE DİR SAAT 22.00 00.00 DA WWW.YİLDİRİMNET.ORG

-----Yildirim-----

AsKanProduktion

TOKAT REŞADİYELİ EMRE ORUÇ 60
 


Web'te Türkçe

Günlük Burç
.
TOKAT REŞADİYELİ EMRE ORUÇ 60
 
Counter
 

.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol